Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Andrew Collins
Andrew Collins Yorumları ve İncelemeleri
Andrew Collins yorumları ve incelemelerini, Andrew Collins kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Andrew Collins puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Spoiler içerebilir....Kitap çok güzel araştırmalara ışık tutuyor.. Fakat yazar çok yanlı bir şekilde düşüncelerini dile getirmiş. Kendisi İngiliz ama aşırı bir Ermeni sempatizanı ve Türkiye düşmanı. Belli ki Göbeklitepe'nin ve Ermeni , Hristiyan , Süryani , Yahudi gibi insanlar için ,dini önemi büyük yerlerin bizim elimizde olmasının hazımsızlığını yaşıyor.Doğudan Ermenistan diye bahsediyor..Bu da beni çok sinirlendirdi.
Bunun dışında Adem ve Havva'nın Bingöl dağı çevresinde yaşamış olması,Nuh Peygamberin gemisinin bilinenin aksine Cudi Dağında olması v.s. gibi birçok şeyden bahsediyor..Bütün dinlerin temelinin ve insanlığın da buralardan doğması, Hızır Çeşmesi(ölümsüzlük ve gençlik verdiği söyleniyor) yine bu bölgelerde olması ülkemiz için çok değerli.
Yazarın tarafsız olmasını dilerdim.Bunu bir kenara koyarsak okunulacak güzel bir kitap...
Yaklaşık 500 sayfalık kitabın sadece 50 sayfa kadarında Göbeklitepe ye değinilmiş bilgi var. Onda da kısır döngü içinde dönüp duruyor . Kitabın geri kalanında hıristiyanlık ve yahudulik hakkında bahsediyor. Özellikle Ermenistan üzerinde fazlaca durmuş 1915 de iddia edilen Ermeni katliamını vurgulamış. Göbeklitepe de yaşayan insanların Avrupa'dan göç almış olan insanlar olduğunu iddia edip bu konu hakkında net bir kaynak göstermemiş. Göbeklitepe de ki taşların üzerinde ki simgeleri yazar kendine göre mistik bir şekilde yorumlamış. Kitabın bilimselliği ve gerçekçiliği oldukça zayıf. Beni kitapta rahatsız eden Ermeni soykırımını güzellemesini çok fazlaca yapmış olduğu için ırkçılık kokan bir kitap olması. Kendi adıma yorumum Göbeklitepe ile merakımı gidermeyen vasat bir kitap olduğu.
Göbeklitepe isminin 15yıllık tarihi bile yokken kitapın adında görünce ön yargılı yaklaşmıştım. Çünkü Kürtler 2000 yıldır oraya XırabeReş( kötü karanlık) olarak hitap ediyordu. Yani geçmişini anlamak için tabiki Kürt ve diğer yerli halkların tarihine ve kültürüne bakılacak. Ama okuduğum tüm incelemeler ırkçı, milliyetçi,ulusal söylemlere boğulmuş. Göbeklitepe yani XîrabeReş bu zihniyetten kaçmak ve korunmak için tam 12.000 yıl önce inşa edildi.
Çeşitli mitoloji ve dinlerden aynı zamanda ticaret yollarıyla kesişen bir kitap. Aborjinleri, Mayalılar vb çeşitli devletleşmemiş toplumlarla bağlantılı işlemesi ve iletişimleri olduğunu keşfederek tarihe yön vermiştir.
Dedem ve Nenem (çirokbej) Taşlarda olanları daha keşfedilmeden çok benzer biçimde bizlere anlatırdı. Sözlü hafızanın gücünü bir kez daha gördüm diyebilirim.
Cennetin Saklı Bahçesi Varto:) biz Vartolular Varto demeden önce Mala Xwude (Allah'ın Evi) deriz gerçekten de 4 nehrin kesişim yeri Muska( xızır çeşmesi) çıkması beni kendi kültürüme daha bir ilgi duymamı sağladı. Alevî, Kürt gibi halkın özgün tarihini daha iyi araştırmalıdir yazar çünkü çok yanlışları var ( Zazalar Kürt değildir vb.)
Tarih Şimdidir.
Meleklerin küllerinden -andrew colins
Yahudi peygamberi (enok)Hanok kitabı adlı bir kitap da geçen tuhaf bir oğlum oldu adlı hikaye ile meleklerin insan kızları ile birleşerek yeni bir ırk oluşturduğunu ve bütün dinlerde buna benzer kısımların bulunduğu kısaca anlatmak istemiş yazar fakat bu mitler fantastik hikayeler saçma sapan şeyler değil kutsal inançlara kaynaklık etmiş şeylerle dolu kitap meleklerin insan ırkı ile olan ilişkisini her dinde aramış yazar, hz.Adem'in cennetten çıkarılması,Nuh tufanı ,Zerdüşt Zerdüştlük mani ,mecusilik ,musavilik ,yezidilik İran pers .Kürt Ermeni mitleri efsaneleri ,dinleri İbrani efsaneleri hemen her dinde meleklerin insanlarla karıştığını ispat etmeye çalışmış yoğun bir kitap bir sürü anekdot ve bilgi dolu ilginç bir kitap iyimi kötü mü bilmiyorum
Son dönemlerin konuşulan kitabı Göbekli Tepe. Bu kitabı özellikle bizim okumamız gerek, çünkü coğrafyamız sınırlarında bulunan tarihi bir değeri öncellikle bizim biliyor olmamız gerek diye düşünerek başladım.
Daha önce Göbekli Tepe hakkında bu kadar detaylı bir inceleme okumamıştım. Ancak edindiğim küçük bilgiler ile bende oluşan fikir, burada
*2019 Yılının Göbekli Tepe Yılı olarak ilan edilmesine hürmeten okumaya niyetlendiğim bu kitabın adı ve konusu Göbekli Tepe olmasına rağmen ilk 60 sayfadan sonra 475’inci sayfaya kadar içinde Göbekli Tepe hakkında hiçbir bilginin geçmediği,
*Kitabın kapağında “Tanrıların Doğuşu” söylemi kullanılmış olduğu halde içeriğinde çok yoğun bir şekilde Hıristiyanlık propagandasının yapıldığı,
*En iyimser yaklaşımla; 1000 yıldır Türk yurdu olduğu halde Anadolu’nun doğusu için kitap boyunca ısrarla ve şuursuzca “Büyük Ermenistan” tanımının kullanıldığı ve “Ermeni Soykırımı” söyleminin pelesenk haline getirildiği -ki, para verseniz böyle bir propaganda yaptıramazsınız-,
*Hesapta din temelli teolojik yaklaşımlar ve açıklamalar yapmaya öykünüp -yok saydığı- İslam Dininin ancak birkaç kere mecburen ve yalan-yanlış dillendirildiği,
*Kendi içinde tutarsız, bilimsellikten uzak, ayarsız, rüyalarındaki imgelerin peşine koşarak zorlama fikirlerle efsaneler çözen! megaloman “bu kitabın yazarını” kesinlikle zaman kaybı olarak gördüm fakat ibret için okudum ve sonuçta nefret ettim.
Heyecan veren, gerçekten entelektüel bir çalışma.
Meleklerin Küllerinden, yerli yerinde terimlerle yazılmış, kılı kırk yaran bir araştırmanın süzgecinden geçmiş bir çalışma. Çok eski bir zaman dilimini kapsıyor, yabana atılmayacak kadar önemli bir olayı gün ışığına çıkarıyor.
Andrew Collins’in ayrıntılı araştırması bu kitabı alanının referansı yapmakla kalmıyor, dayandırdığı nedenler ve üslubuyla mutlaka okunması gereken kitaplardan biri haline getiriyor.
Tarih ve arkeoloji hakkında birçok kaynak okumuş, bu konuyu seven ve gerçekten objektif yorumlar bekleyen okuyucuları üzebilecek bir kitap.
Okuduğum ilk 173 sayfa boyunca doğrulanamayacak ilişkiler kurulmuş olması ve hayalci yaklaşım, kitaptan bilimsel bilgi ve çıkarımlar beklediğim için beni asla tatmin etmedi. Birçok düşük cümle ve yazım hatasının olması da okuma zevkini bozan etmenlerden. Maalesef kitabı yarım bırakmak zorunda kalıyorum. Kitabı sonuna kadar okumuş kişilerin yorumları da doğru bir karar aldığımı teyit eder nitelikte.
Büyük umutlarla alıp okumaya başladığım bu kitapta yazar, Ermeni sevici çıktı. Van Gölü civarına ermeni ovası diyor. 1915’te Türklerin yaptığı ermeni soykırımı (?) gibi ithamlar soğuttu adamdan ve kitaptan. almayın okumayın. göbeklitepe hakkında bişeyler okumak istiyorsanız bizzat yüzey araştırması yapıp, kazı başkanlığını yapan Klaus Schmidt’in (a stone age sanctuary in south-eastern anatolia) kitabını okuyun.
İlginç bir kitap
Kitabi 2010 yılında satın almıştım belkide daha önce tam hatırlamıyorum. Çok mantıksız yanlış bilgilere sahip kaynağın çoğu tevrattan alındığı belirtilmiş ve biliniyor ki Kutsal Kitap Tevrat çok fazla değiştirilmiş ciddi karşılaştırılması yapıldığı zaman çok yanlış bilgilerin olduğu mevcut . Bir örneği söyle ; kitaba göre cinler ve insanların arasında geçen birliktelik sonucu insandan olma çocuklar doğmuş Kur'an da şöyle bilgi verilir cinlerin bildikleri birbirine salgiladiklari bir tür gazla gerçekleşir ve cinler ateşten yaratılmıştır insanlar ve cinler arasında birliktelik olmasınin imkanı yoktur . Dediğim gibi ilginç bulduğum bir kitap ve araştırmalarıma göre verdiği çoğu bilgi teoriden ibaret . Uzun zaman önce okumuştum tekrar okuyabilirim .
Büyük heyecan ve hevesle almıştım kitabi...
Lakin gerek çevirinin başarısızlığı (paragrafın başladığı, devam ettiği, bittiği konu birbirinden kopuk) gerekse anlatımda kendini hissettiren ayrımcı, ırkçı, taraflı tutum kitabın bütün büyüsünü öldürmüş...
Konuya ve emeğe yazık olmuş.
Önyargılı ve hayalci
Yazar ilk 300 sayfada ordan burdan derlediği alintilarla ve anlam bağını da kendi zorlama yorumlarıyla kurduğu kötü, uygarlik tarihi ve arkeolji okuyanların bile sıkılacagi ayrıntılarla doldurmuş. birbirinden kopuk iki bölüm gibi olmuş 300. sayfadan sonra kendi rüyalarına dayandırmakta olduğu esinlerden yani Ermenistan ve Kürdistan yuceltmelerinden ve türk milletine hissettiği habis duygularindan bahsederek devam etmiş. Göbekli tepe hakkında bilgi istediğim için okumaya başlamıştım 327.sayfada bırakıyorum.
Tabiki kazı çalışmalarımızı Almanlar, kitaplarımızı ingilizler yazarsa normal bir sonuç.
Yinede kazı çalışmasını yapan Klaus Schmidt in daha objektif ve bilimsel bir eser yazdığını umarak Göbeklitepe En eski Tapınağı Yapanlar kitabına başlayacağım.
Beklentimin oldukça altındaydı
Kitabın ismi yanıltıcı olabilir zira 485 sayfalık kitabın toplasanız 40-50 sayfası doğrudan göbeklitepe ile ilgilidir.Bunun dışındaki kısımlar yahudi ve hristiyanlık/ dinler tarihi ve bazı mitolojik hikayeleri kapsamaktadır.Yazar pek çok kaynak gösterdiği ve bölgeye de geldiği halde belki kazıların henüz başında olması sebebiyle nerdeyse hiçbir bilgi aktarımı yapamamıştır. Avrupalı bazı yazarların bilimsel bir eser ortaya koyma iddiasında olup da dinler tarihinden de karşılaştırmalı olarak sözederken hiçbir islam kaynağına başvurmamış olması da son derece bilimsellikten uzak bir yaklaşımdır.. Kitapta Kuran islam kaynakları ve literatürü ile Muhammed peygamber dışında her türlü konuya girip çıkılmış olmasına karşın, bu saydıklarımızın esamesi bile yoktur. Halbuki islama inanın inanmayın, müslüman olun yada olmayın, islamiyet dünya üzerindeki en büyük inanana sahip dinlerden biridir ve kutsal kitapları kuran ve peygamberlerin yaşamları üzerinden hem dinler tarihine hem de dünya tarihine katkılar sunmuştur..Yok saymak bu durumu değiştirmez. Bu bakış açısına sahip hristiyan yada yahudi fanatiklerin islamcı fanatiklerden bir farkı yok benim gözümde.
Daha da rahatsız edici olansaGöbeklitepede yaşayan toplumların Avrupadan göç eden bir kavim olduğu tezinin öne çıkarılması
ki, sanki bu bölgede bu yapıları inşa edecek yetenek ve zekada insanlar olamazmış da mutlaka avrupadan gelen insanlar bu medeniyeti ortaya çıkarmış gibi anlatılmış. Teorilerin bilimsel yeterliliği olmadığı gibi zihinsel altyapılarını da yetersiz buldum..Bir kitap için bunu söylemek istemezdim ama, maalesef vakit kaybı..
Göbeklitepe üzerine okuduğum en kötü kitap....
Her şeyden önce kitap Göbeklitepe üzerine bilimsel birtakım verilere dayansa da öte yandan dikitlerin ve taşların üzerindeki simge ve motiflerin yazarın kendine göre mistik yorumlarına dayanmakta ve bu yorumlar üzerinden bir sistematik geliştirmiş. Dolayısıyla bu da kitabın bilimselliğini ve gerçekçiliğini oldukça zayıflatıyor. Ayrıca Güneydoğu Anadolu'dan bahsederken sık sık satır aralarında açık açık PKK ve Ermeni Soykırımı güzellemesi yapması ciddi bir rahatsızlık veriyor. Sonuçta Göbeklitepe hakkında bilimsel gerçekleri öğrenmek için okuyorsunuz... (Yayınevi editörünün kitabın girişinde (7.sayfada) bu konuda tarafsızlıklarını koruduğu hakkında bir not'da bulunmakta)
Klaus Schmidt gibi çok daha önemli yazarların Göbeklitepe hakkında kitapları bulunsa'da, farklı bakış açıları ve bazı bilimsel gerçekleri öğrenmek için (temkinli ve sorgulayan bir okuma ile beraber) okunmasını tavsiye edebilirim.
Öncelikle kitabın adıyla içeriğinin çok da bi ilgisi yok. Tanrıların doğuşu diyor ama öyle bir şey göremedim. Doğrusu çok beklentim vardı ama hayal kırıklığına uğradım. Göbeklitepe ile ilgili bilimsel bir şeyler öğrenirim sanarken, yazarın kendi yorumlarını, yancı tavırlarını, sürekli anadolu toprağını ermeniler de yaşasa büyük ermenistan diye bahsetmesini(milliyetçi ve ırkçı bir insan olmamama rağmen yanlı ve yanlış bilgi vermesi rahatsız etti), kendi rüyasından yola çıkarak her şeyi kendi rüyasına uydurmaya çalışmasını, aleviler hakkında yanlış bilgilerini okuyup durduk. Yazar resmen kendi şahsi fikirlerini ve düşüncelerini illa doğrulamaya çalışırcasına kitap yazmış. Bazı insanların düşünceleriyle hayalci diyerek dalga geçmiş, sanki kendi yazdığı ve düşüncelerinin dayanağı varmış gibi! Göbeklitepe ye gidip zaten görmem gerekeni görmüştüm. Ekstra bir şey katmayan bu kitabı, yazarın kendi hayal alemini okuyarak zamanımı boşa geçirmiş oldum..