Bu öykü hükümdarlar ve serseriler, asiller ve köylüler, avcılar ve çiftçiler, ihtiyarlar ve gençler tarafından anlatılır. Bu öykü dünyanın her köşesinden gelir ama nerede anlatılırsa anlatılsın, her zaman aynı öyküdür.
Geceleri at sırtında, ormanlarda, ovalarda ve kıyılar boyunca dolaşan bir delikanlı. Karanlıkta etrafta süzülen lavta sesi.
Kimseyi kaybetmemiş birine bunun neye benzediğini tarif etmek güç, insanı her yönden nasıl değiştirdiğini anlatmak imkansızdı. Oysa bunu yaşayanlar için tek bir kelimeye bile gerek yoktu.
"Para dünyadaki en önemli şeydir, tamam mı? Parayla mutluluğu satın alabilirsin, başka kimsenin ne dediği umurunda değildir. Parayla rahatlığı, statüyü, dostları, güvenliği... her şeye sahip olabilirsin."
Adam güneşe dedi ki, "Ne kadar isterdim, ışığın hayatımın her gününe vursun!” Güneş de adama dedi ki, “Lâkin yalnızca yağmur ve gece hatırlatır sana benim ışığımı.”
Ben kimseye ait değilim. Bu gece, bana öğrettiğin her şeyin üstesinden geleceğime dair söz veriyorum. Bu dünyanın bugüne dek görmediği bir güç haline geleceğim. Öyle bir güç haline geleceğim ki bir daha kimse canımı yakmaya cesaret edemeyecek.
Her zaman elimden gelenin en iyisini yapmıştım ama yine de, bir şekilde, bu hiçbir zaman yeterli olmamıştı. Kimse yaptıklarımı umursamamıştı. Hep bana sırt çevirmişlerdi.