Puşkin kendinden sonra gelen tüm Rus yazarlarının önderi olmuş. Kalemi birçok yazara ilham vermiş. Gogol, Dostoyevski, Tolstoy onun açtığı ulusal ve gerçekçi çağın, kullandığı arındırılmış, zenginleştirilmiş dilin mihenk taşları olmuşlar. Dostoyevski Raskolnikov'u yaratırken "Maça Kızı" öyküsündeki bir kahramandan, Tolstoy Sivastopol'u yazarken "Erzurum Yolculuğu" ndan esinlenmiş mesela. Hatta Yüzbaşının Kızı yazılmasaydı Tolstoy'un Savaş ve Barış'ının da yazılmamış olacağı söylenmiş. Kafkas doğası betimlemeleri büyük yazar Maksim Gorki'nin kalemine tesir etmiş yıllar sonra. Kısacası bu kadar büyük yazarın önünü açan üstad Puşkin'i okumak benim için eşsiz bir yolculuk oldu.
.
İş bankası yayınlarından çıkan Bütün Öyküler Bütün Romanlar başlığı altında tam 17 öykü bekliyor okuyucuyu. Her birisi birbirinden güzel her biri başka bir konu. Zamanımızdan iki asır önce yazılan bu harika klasiği okurken insan o döneme gidip kahramanlara yoldaş olduğu hissini iliklerine kadar hissediyor. O savaşlara katılıyor, onlarla düşünüyor, karların altında yaşam mucadelesi veriyor ve onlarla birlikte aşık oluyorsunuz. Yazması tamamlanmamış öykülerde var kitabımızda. Ucu açık bu öykülerin sonrasında her okuyucu, sonunu kendisi yazıyor kafasında ki bu bile muhteşem bir deneyim. 38 yaşında komplo ile hazırlanan bir düello sonucu hayatını kaybeden Puşkin, bu erken yaşta ölmeseydi şayet daha ne şaheserler bırakırdı diye düşünmeden edemiyor insan.