Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Arapça dünyada en seçkin dildir. Fakat o dile sahip şimdi dünyada bulunan insan sayısı kadar bilginler, din bilginleri, erdemli kişiler, filozoflar, yazarlar, şairler, edipler, hatipler çıkmıştır. Üstelik en kısa suresi bile fesahat ve belagette kıyamete kadar dünyayı etkileyenleri bile aciz bırakmaya yetecek olan Kur'an-ı Kerim gibi ilahi bir teyide mazhar olmuştur.
Yazarın önsözündenKitabı okudu
Kitabın en iyi alıntısı
"Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar."
Türkiye iş bankası kültür yayınları
Reklam
"Ağabey öğretmenimiz burası yazarlar ve şairler memleketi dedi ya! Bence burada en çok kardan adamlar yaşamıştır. Baksana buzz gibi kışı var. Bizim oradaki kardan adamlar buraya gelseler ya... Çook uzun süre yaşarlar..."
Kırık Kanatlar
"Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar."
"Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar."
Kapitalist Sisteme Hizmet...
Değişim 19. y.y. kapitalist sisteminin iç dünyasında gizlidir. Proleteryada artık hiçbir umut yoktu. Mevcut tüm faktörler onları karamsar kılmıştı. Tüm faktörler onları kötü bir aşağılık kompleksine ve derin bir küçüklük duygusuna itiyordu. Ve böyle bir ortamda Kilise şöyle sesleniyorduproleteryaya: "Siz yaşadığınız sosyal ve ekonomik yapıyla doğdunuz. Tanrı sizi böyle yarattı. Hz. İsa sevimli, iyi kalpli ve müşfik babadır. Tanrı sizi arzuladı ve şu anda nasılsanız öyle yarattı. Siz böyle olmak zorundaydınız. Din, Tanrı adına sizin bu halde kalmanızı söylemektedir. Böyle yaratıldınız ve böyle yaşamak zorundasınız. Tıpkı kapitalistlerin, varlıklı insanların ve feodal beylerin mevcut konumlarında yaratılmış, olmaları gibi. Gerçek şu ki, Tanrı sizi ve varlıklı insanları geçilmez birduvarla ayırmıştır. Bu duvarı aşmaya çalışmanız Tanrı iradesine karşı gelmek demektir. Aristokratlar doğuştan üstün yaratılmışlardır. Bu aynı zamanda Tanrının da buyruğudur." Kilisenin bu tavrı proleteryayı ümitsiz kılmış, derin bir hayal kırıklığına boğmuştur. Evet bütün filozoflar, bilginler, bilim adamları, sosyologlar, yazarlar ve şairler kapitalistlerin ve kapitalin hizmetinde bulunmuşlardır.
Sayfa 83
Reklam
Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar.
Sayfa 61 - İş Bankası Kültür Yayınları - Modern Klasikler Dizisi 118 - 6.basımKitabı okudu
O, gaye insan, ufuk Peygamber(s.a.v)
"Yüzyıllardır O'nu anlatıyor şairler, yazarlar, araştırmacılar. O ise bitmeyen bir umman gibi her dem taze ve yeni. Hakkıyla O'nu vasfetmek ve anlamak bir kulun başarabileceği şey değil. Nitekim âlemlerin Rabbi Allah Teâla O'nu övmüş, sevmiş ve örnek göstermiş. Allah'ın övdüğünü kul, hakkıyla nasıl anlatabilsin!"
Bir keresinde bana şöyle dediğini hatırlıyorum: Şairler de yazarlar gibi kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar. Ama bugüne kadar onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar. Böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar.
Selma söylüyor
Şu alıntıda kendimi gördüm ✓
Hayatı ondan vazgeçmeyi düşünecek kadar bile ciddiye almamış olan ben , o günlerde kafamı intiharlara taktım . Bu konuda deli gibi okumaya başladım . Ölüp gittikten sonra bile intiharlarıyla anılanlar hakkında , onların hayatta arayıp da bulamadıkları ya da kaçmak istedikleri hakkında ... Onlarca hikâye okudum . Yazarlar , şairler , şarkıcılar ve oyuncular vardı bu hikâyelerde .
Reklam
": "Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar..."
"Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar. "
"Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar."
En iyi dost kitaplar ve bağ kurduğun yazarlar...
...Gerçi çok fazla dostu yoktu. Huysuz ve münzevi bir adamla otuz iki sene ortak yaşamak birçok arkadaşını kaçırmıştı. Kötü de olmamıştı. Yeniden tercih hakkına sahipti. Değerli arkadaşlarını, yazarlar, şairler ve edebiyatçıları tercih edebilirdi. Evini bir kültür yuvasına çevirebilirdi. Fransız kadınlar gibi. En azından Ferruhlika' гоmanlarda okuduğu Fransız kadınlar gibi...
Sayfa 69 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onu sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o de­forme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar. "
Sayfa 61
232 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.