Suriyeliler ve Afganlar konusunda artık bir yazı yazmak bence farz oldu sanırım.Bugün Ankara Altındağ Önder mahallesinde bir Türk genci 18 yaşında öldürüldü.Adı Emirhan Yalçın.Yaşı henüz 18.Ali Yasin Güler ise ağır yaralı. Konunun detayını pek tabi daha bilmiyoruz.Araştırılır ve öğrenilir pek yakın zamanda.Ama şunu biliyoruz bu olayın bugün
Gözlemlediğim kadarıyla pek çok kişi bu kitabı yarım bırakmış veyahut bir şey anlamadığını öne sürerek beğenmediğini dile getirmiş. Ben de bu karmaşıklığa bir nebze de olsa açıklık getirme amacı ile bir inceleme yazmak istedim.
Fyodor Dostoyevski külliyatı kronolojik okuma maratonumun 11. kitabı olan
Eskiden Asya'nın İlyas ile gitmesini çok isterdim. Yaşım ilerledikçe anladım ki sevmek kamyona yazı yazmak değil, sahiplenmekti. Güvende hissettirmekti. O yüzden bilin ki sevgi emektir ve Cemşit'in hakkıdır. Aksini seçenler hep üzülür, hayatta.
“Bu yazı bir komando er mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.
Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şu an etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon… Türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama
NOT: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Uzun bir makale konusu, tez ya da kitap olabilecek "kadınların tarihi"ne dair kısa bir yazıdır. Yine de bir incelemeye göre uzundur. 10'dan fazla alıntıyla da yazıyı zenginleştirmeye çalıştım. Ve rahat okunması için konu başlıklarına ayırdım. Yalnızca kitapla ilgili kısımları merak edenler
Fahrenheit 451 devlet sansürünün, totaliter rejimlerin dehşetini anlatan temel yapıtlardan biri sayılmasına rağmen, Ray Bradbury, romanı hakkında şöyle der:
"Romanım hep yanlış ya da eksik