Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
51 günde okudu
Veronika Gerçekten Ölmek İstiyor Mu?
SPOİLER VARDIR! Kötü bir ruh halindeyken karşıma çıktı bu kitap. Daha önce adını duymuştum ama okumamıştım. Hiç vakit kaybetmeden hemen başladım. Paulo Coelho'nun okuduğum ikinci kitabıydı. Konusu ve kitabın ismi beni kendine çekti. Kısaca konusu: Veronika adında 24 yaşındaki bir genç kızın - ilaçla - intihar etmesi ve başarısız olması
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201077,7bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Mahalle kahvesi Sait faik Abasıyanık Evet yine muhteşem bir eserin de sonuna gelmiş bulunuyorum. Ama okurken bitmesini istemediğim kitaplar dan bir tanesi hikayeler yine bizden birilerinin hikayesi insan okurken kendini kitabın içinde buluyor. Başka bir yazarımız Orhan Veli Sait faik Abasıyanık’ tan nasıl bahsediyor. Güçtür çünkü Sait
Mahalle Kahvesi
Mahalle KahvesiSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20127bin okunma
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Flaubert'i nasıl bilirsiniz? Hemen akıllara "Madam Bovary" üşüşüyor lakin bu metine hiçbir kitabında bu derece özen göstermediği kadar göstermiş. Böyle bir kitabı yazmak için "deli" olmalı insan diye mektubunda yer vermiş. Bununla da kalmayıp çok sevgili dostu Turgenyev'e "öyle yerlere götürecek bir kitap ki bir
Bilirbilmezler
BilirbilmezlerGustave Flaubert · Can Yayınları · 2019364 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
BU KİTABI NEDEN OKUMALISINIZ?
246 sayfalık bir kitap 15 günde mi okunur diye sorabilirsiniz belki lakin şöyle bir durum var ki içindekiler bence ilgi çekici olduğu için hemen bitsin istemedim. Hatta içimdeki ses bir kere daha oku bile diyor. Çünkü o kadar güzel anlatılmış ve tarihimize o kadar güzel ışık tutulmuş ki ve gerçekten geriye dönüp Allahım ne olur unutmayayım
Bilimin Anlatılmayan Tarihi
Bilimin Anlatılmayan TarihiHalil Yaşar Kollu · Lopus Yayınları · 055 okunma
187 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Merhaba 1k okurları! 1k'da en sevdiğim zaman dilimi alıntıları akışımdan okumak. Bir çok kitabı böylece listeme almış oluyorum. Okuma durumunda arkadaşım @canimkendim41'den gördüğüm
Acımak
Acımak
kitabına yapılan yorumlar ilgimi çekti ve listeme almış oldum. O kadar okuyacaklarım varken dayanamadım ve okumaya başladım. Öğretmen Zehra'nın geçmişle koparılmış bağını gelen bir haberle onarmak imkanı varken o bunu yapacak mı? Babası'nın ölüm haberini alan öğretmen onu son yolculuğuna uğurlayacak mı? Madalyon'un bir de görünmeyen yüzü var değil mi? Her şey göründüğü kadarıyla kalsaydı yaşamak bu kadar zor olmazdı zaten. Zehra çocukluğuna yolculuk yaparken orada kaybolmuş acıma duygusunu bulabilecek mi? Bir baba kaybederken babası'nı geçmişin tozlu sayfalarından bulabilecek mi? Onu acıma duygusundan yoksun bırakmış şartlar ona bir şans daha verecek mi? Canım yandı...Hayatın darbelerini almış bir insan vicdan muhasabeseni yaparken nasıl bu kadar çıkmazlara yuvarlana bilir ki? Okurken cevabını alacağınıza eminim. Çocuklar bembeyaz sayfalarıdır aile kitabı'nın. Siz nasıl bir yol çizerseniz öyle devam ederler. Bilinçaltını oluşturuken, dikkatli olmakta fayda var. Sonu hüsran olan yollara varmasın kaderi hiç bir çocuğun. Ben bir baba okudum. Spoilersiz yazmak için bütün çabamı harcadım ama daha çok şey var boğazıma düğümlenen... Keyifli okumalar.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılap Kitabevi · 200239,5bin okunma
" Acaba göz önünde olan şey kendi özündeki bir yıkımdan dolayı mı göz önünden kalkmaktadır? Yoksa göz önünde bulunduğu dünyanın bayağılığıyla onu görünür olmaktan alıkoyacak kadar boğmasından mı? "
Reklam
Şimdi şunu asla unutmamak gerekiyor, mutluluğun zıttı mutsuzluk mudur? Temel sorunumuz aslında burası. Hayatımızda bir şeyi elde etmenin bize mutluluk vereceğine olan inancımızdan ötürü bir şeyin olmamış haline mutsuzluk diyorsak eğer, işte burada bir şeyin olmama halinde kendimize biçtiğimiz bir mutsuzluk durumu söz konusu oluyor. Yani en temelde
Bunu Yazmak İstedim..
Az önce yaşadığım ilde yaşanan bir yangın haberi gördüm. Görünce o kadar tuhaf oldum ki, anılarım canlandı gözümde. O gördüğüm yer, benim daha önce çalıştığım bir yerdi. Ve son günümde benim gururumu herkesin önünde nasıl kırdıkları aklıma geldi. Aşağılarcasına konuşmalar geldi aklıma. Çocuk sayılırdım henüz 19 yaşındaydım. Günlerce beynimden çıkmadı o işittiğim kelimeler. O yaşta biri için, hem de insanların gözünün önünde, o anları yaşamak çok zordu. Evet bugün o çalıştığım yer bir daha kullanılamıcak derecede yanmış. Üzüldüm. İnsanların ekmek kazandığı yerdi. Ama bir kez daha anladım ki Allah'ın adaleti er ya da geç yerini buluyor. Bu yüzden insanlara yüksekten bakmamayı, aşağılamamayı, onları incitmemeyi hayatınızın felsefesi haline getirin. Zaten olması gereken de bu değil mi? Umarım o insanlar da bir an önce zararlarını kapatabilirler.
Sonra şiir yazmaya kalkıştı. Ne yazacağını bilmiyordu, nasıl yazıldığını da. Aruz veznine oldum olası akıl erdiremedi. Hem aruzla yazılır mı artık? Heceyle yazmaya uğraştı, yedi yediyle. ''Hangi limana gider bu yüz direkli gemi''nin vezniyle. ''Ayrılık bir dal, gülüm, sen en acı yemişi''. Yemişe bir yığın kafiye var. Ama hiçbiri, ikinci satırın ortaya çıkmasına yardım etmedi. ''Ben şair olsam sevda şiirleri yazmam,'' dedimdi Anuşka'ya. Şiir yazmak da nerden aklıma geldi? ''Şu kahpe dünyanın işi...'' Dünya niye kahpe olsun? Dünya güzel. Dünya güzel ne demek? Dünyanın nesi güzel? İnsanların yüzde kaçı için dünya güzel? İnsanların kocaman çoğunluğu. ''Dünya güzel mi, değil mi?'' diye düşünmüyor bile, bu dünyada haksızlık yokmuş, açlık yokmuş. zulüm yokmuş, ölüm yokmuş gibi, haksızlığın, açlığın zulmün ölümün içinde yaşıyor. Haksızlığa, zulme, ölüme karşı yüzde kaçı savaşıyor insanların?
1.000 öğeden 951 ile 960 arasındakiler gösteriliyor.