“Üç Dişli Mızrak’ta sizi aradım.” dedi Ned.
“Orada değildik.” diye yanıtladı Ser Gerald.
“Orada olsaydık İşgalci çok üzülürdü." dedi Ser Oswell.
“Kral Toprakları düştüğünde, Jaime Lannister kralınızı katletti ve ben sizin nerelerde
olduğunuzu merak ettim. "
"Uzaklardaydık. " dedi Sör Gerald "Uzaklarda olmasaydık Aerys hala tahtında oturuyor
ve bizim sözde kardeşimiz yedi cehennemde yanıyor olurdu. "
“Fırtına Burnu'na kuşatmayı kaldırmak için geldim. " dedi Ned. “Lord Tyrell ve Lord
Redwyne sancaklarını dikti ve dizlerinin üzerine çöktü. Sizin de onların arasında
olacağınızdan emindim. "
“Bizim dizlerimiz o kadar kolay bükülmez. " dedi Ser Arthur Dayne.
“Ser Willem Darry, kraliçeniz ve Prens Viserys'i alıp Ejderha Kayası’na kaçtı, onunla
yelken açarsınız diye düşünmüştüm. " “Ser Willem iyi ve dürüst bir adamdır, " dedi Ser
Oswell. “Ama Kral Muhafızları'ndan değil. " diye ekledi Ser Gerald. “Kral Muhafızları
kaçmaz. "
“Ne o zaman, ne de şimdi. " dedi Ser Arthur. Miğferini taktı. “Bir yemin ettik. " dedi Ser
Gerald.
Ned’in hayaletleri gölgelerden yapılmış kılıçlarıyla geldi üç kişiye karşı yedi kişiydiler.
“İşte şimdi başlıyor. " dedi sabah Kılıcı Ser Arthur Dayne. Şafak’ı kınından çıkardı ve iki
eliyle birden tuttu Süt camı kadar soluk kılıç. ışıkla can buluyordu.
“Hayır. " dedi Ned. Sesi hüzün doluydu. “İşte şimdi bitiyor."
"Ah Romeo, Romeo! Neden Romeo'sun sen? inkâr et babanı, kendi adını reddet; bu elinden gelmezse, yemin et beni sevdiğine, vazgeçeyim ben Capulet olmaktan."
Hz. Lut Sedum kavmine peygamber olarak gönderildi. Sedum kavmi Mutefike kasabasında yasamaktaydi. Hz. Lut Sedum kavmine geldiği zaman gördüğü manzara karşısında dehşete düşmüştu. Çünkü Sedum kavmi erkek erkeğe cinsel ilişkiye giren ve bunu ulu orta utanmadan yapan bir kavimdi. Cadde üzerlerine oturuyor yoldan geçen erkeklere taş atıyor eğer taş
Hz. ŞUAYB Medyen halkına gönderilen bir Peygamberdir.
Medyen halkı çeşit çeşit ahlaksizca işler sergilemekle tanınmislardi. Ölçü ve tartida hile yapıp ,halkin malını haksız yere düşürüp hile yapmaktadırlar.
Hz. ŞUAYB;
- EY Kavmim ,Allah a kulluk edin. Sizin ondan başka hiç bir tanriniz yoktur . Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık
Hemen en iyi bilim adamları devreye girer, araştırmalar, istatistikler, deneyler, ölçümler yapılır ve kahvenin Japon kültürüne ve ağız tadına uygun olmadığı sonucuna varılır. Bu kültürün çayla ilişkisi o kadar güçlüdür ki, bunu koparmak mümkün değildir. Peki ne yaparlar, vaz mı geçerler? Tabii ki hayır. ASLA VAZGEÇMEZ onlar. Yemin ederler: ÖLMEK VAR DÖNMEK YOK, BU KAHVEYİ JAPONLARA İÇİRECEĞİZ!
Hemen ülkenin kültür koduyla oynamaya karar verirler. Japon çocuklarına kahve aromalı şekerler hazırlarlar. Bu şekerlerle büyüyen çocuklar ileride Nescafe içen bir jenerasyona dönüşür. Bugün gidin Tokyo'nun her köşesinde kahveciler var.