Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gerçekten, karanlık günlerde yaşıyorum! Saflık sayılıyor dürüst söz. Kırışıksız bir alın Duygusuzluğa yoruluyor. Gülen Korkunç haberi Almamış daha. Ne biçim günler bunlar, şöyle Ağaçlar üstüne iki söz etmek nerdeyse cinayet sayılmada Çünkü sayısız yolsuzluğun üstü bir susuşla örtülü! Şurda kendi halinde yolunda yürüyene
Sayfa 31 - 32. Yeni Kuşağa I.
Tüm haramlar ve günâhlar onların eliyle yayılır.
Canlı-cansız demeden her şeyi bozmaya yönelik planlar ve programlar yapan insân şeytanlarını tanımak ve onları ifşa etmek her Muvahhîdin görevidir. Karanlığın savunucuları ve şeytânın dostları olan bu tuğyânkârlar, yeryüzünün müfsidleri olarak ekini ve nesli ifsâd ederler. Tüm haramlar ve günâhlar onların eliyle yayılır. Buna rağmen kendilerini ıslah edici muslihler olarak tanımlar ve tanıtırlar. Hayrı hapseden ve katleden, şerri ise imâl eden ve yayan tüm tuğyânîlere karşı uyanık olup, onları reddetmek ve redde çağırmak her Muvahhîdin kaçınılmaz vazifesidir.
Reklam
( Eleştirel bir Bakış )
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
Çocuğun itaatsizliği babayı öfkeden çıldırtır; saygısızlık eden bir akraba, bir yabancı gibi, evden kovulur; hizmetinde yavaş ve kusurlu bir hizmetçi, kapı dışarı edilir; dostluğun gereklerini yerine getiremeyen kişi, dostları tarafından terk edilir; görevini ihmal eden asker, komutanı tarafından cezaya çarptırılır. Fakat yeryüzünün ve göklerin hükümranı olan Yüce Allah, onca günah ve kusurlarına rağmen, asla kullarının rızık kapılarını kapamaz!
167 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
- Duygu ve Düşünceler - Halil Cibran, benim en beğendiğim ve değer verdiğim ilk 3 düşünür-yazardan biridir. Külliyatını çok önceden bitirmiş olmama rağmen, nasıl bir inceleme yazabilirim ki diye daima erteledim. Çünkü Üstad Cibran’ı tanıyanlar, sevenler, sayanlar bilirler ki anlatması ve anlaması çok güç bir şahsiyettir. İşbu nasıl anlatırsam
Fırtınalar
FırtınalarHalil Cibran · Kaknüs Yayınları · 20031,019 okunma
Çocuğun itaatsizliği babayı öfkeden çıldırtır, Saygısızlık eden bir akraba bir yabancı gibi evden kovulur, Hizmetinde yavaş ve kusurlu bir hizmetçi, kapıdışarı edilir, Dostluğun gereklerini yerine getirmeyen kişi dostları tarafından terk edilir, Görevini ihmal eden asker komutanı tarafından cezaya çarptırılır. Fakat yeryüzünün ve göklerin hükümdarı olan yüce Allah onca günah ve kusurlarına rağmen asla kullarının rızık kapılarını kapamaz! Hayırlı cumalar…
Reklam
Aulë'nin kudreti bir parçacık eksikti Ulmo'dan. Onun hakimiyeti, Arda'nın hamurundaki her şeyi, her maddeyi kapsıyordu. Başlangıçta Manwë ile Ulmo'nun yanı başında yer aldı çokça ve tüm toprakların şekillendirilmesi ödevi ona düştü. Bir demirciydi kendisi ve tüm zanaatların ustası; beceri gerektiren işlerdi zevki, küçük olanından ama eskilerin çetin ceviz dediklerinden. Dağların yamaçları, denizlerin havzaları kadar diye anlatmak lazım, Yeryüzünün derinlerinde yatan cevherler ve elde pek hoş duran altın onundu. Noldor çok șey bilirdi hakkında, oysa asla onların dostları olmadı. Melkor kıskandı onu, çünkü Aulë'nin kudreti ve fikirleri ona denkti; uzun süren bir kavga koptu aralarında, bozdu, dağıttı Melkor ömrü boyunca ve Aulë'nin yarattıklarını yok etmeye adadı kendisini, yorgun düştü Aulë, Melkor'un sebep olduğu karmaşayı ve kargaşayı telafi etmekten. Her ikisinin de arzusu aynıydı bir de: Kimselerin aklına gelmemiş olanı, görülmemiş duyulmamış olanı yapmak ve en büyük zevkleriydi maharetlerine yağan övgü. Fakat Eru'ya sadık kaldı Aulë ve ona sundu her becerisini, her eserini ve kıskanmadı asla diğerlerinin işlerini; hem öğüt verdi, hem dinledi öğütleri. Melkor ise ziyan etti maharetini haset ve nefretle, diğerlerinin fikirleriyle alay edip, elinden geldiğince yaptıklarını yıkıp geçmekten başka hiçbir şey beceremedi neticede.
Sayfa 69 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Düzen bozuldu
Yeryüzünün her köşesinde her türlü normal yaşam askıya alındı. Çalışanlar artık çalışmıyor, öğrenciler artık öğrenime devam etmiyor, yöneticiler artık yönetmiyor...
İNGİLİZ MUHİPLER CEMİYETİ!
"İstanbul'da önemli sayılacak kuruluşlardan biri İngiliz Muhipler Cemiyeti (İngiliz Dostları Derneği) idi. Bu addan, İngilizleri sevenlerin kurdukları bir dernek olduğu anlaşılmasın. Bence, bu derneği kuranlar, kendi varlıklarını ve kişisel çıkarlarını sevenler ve kendi varlıklarıyla çıkarlarının dokunulmazlık çaresini Lloyd George (Loyd Corc) Hükümeti aracılığıyla İngiliz desteğini sağlamakta arayanlardır. Bu zavallıların, İngiltere'nin, bir bütün Osmanlı Devleti bırakmak ve korumak isteğinde olup olamayacağını bir kez düşünüp düşünmedikleri üzerinde durmak gerekir. Bu derneğe katılanların başında OSMANLI PADİŞAHI ve YERYÜZÜNÜN HALİFESİ sanını taşıyan VAHDETTİN, DAMAT FERİT PAŞA, DAHİLİYE NAZIRI (İçişleri Bakanı) olan ALİ KEMAL, ADİL ve MEHMET ALİ BEYLER ve SAİT MOLLA bulunuyordu!.." - Mustafa Kemal ATATÜRK -
Sayfa 10 - Evrensel İletişim Yayınları | Birinci Bölüm: BÜYÜK SAVAŞTA ANADOLU'NUN DURUMU ve KURTULUŞ ÇARELERİKitabı okudu
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.