Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir hocam anlatmıştı... Gökyüzündeki yıldızların ışığı bize yoklar sonra ulaşırmış. Yani gökyüzüne bakıyoruz, bir yıldız parlıyor ama o yıldızın parıltısı belki iki yıllık, belki on yıllık, belkide daha eski... Hatta o yıldız çoktan sönmüş bile olabilir... Umarım hayatta hiçbir şeye bu kadar geç kalmazsın Metin, senin ne güzel parlıyor dediğin o yıldız çoktan sönmüş olabilir
Sayfa 172 - indigoKitabı okudu
_Gazeller_ _Keşke uyuyabilseydim de, rüyada yüzünü gösterseydin. _Ey bütün maddî varlığından kurtulup, sadece baştan ayağa nür olan azîz varlık, yıldızlar bile seni görüp kendilerinden utanıyorlar. Senin cevherin kuyumcuda müşterilerce pek beğenildi. Yani asaletine, rühî güzelliğine, Hakk aşıkları hayran oldular. _Avareliği, bir bir şerbet gibi
Reklam
Gördüğüm o gökteki yıldızların verdiği şekil sanki Tanrı’nın kalbimizde oynanan büyük sahne oyunları için yarattığı bir dekordu. Kalbimiz buz kestiğinde ve dramımız bittiğinde bu sahne süsleri artık hiçbir işe yaramıyorlardı. Orkidelere ve gezegenlere, kutuplardaki sonsuz buzlara, okyanusta bulunan mercanlara ancak sevdiğin birinin varlığı değer kazandırabilirdi ve böyle biri yanımızda ya da düşüncelerimizde olmadığında, gözlerimizi göğe dikerek “Şimdi belki onun güzel gözlerinde de aynı yıldızın parıltısı var!” diyemediğimizde, bütün bu Evren’in sadece değersiz bir döküntüden, eskidikleri için dama atılmış çocuk oyuncaklarından ve sadece boncuklarla işlenmiş bir şapkadan (bu aklıma aniden geldi) ibaret olduğunu düşünüyorsunuz.
Sayfa 177 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ayın ve yıldızların ışığı yeter miydi kırık kalplerin acısını örtmeye??
Sen güzel ve solgunsun Arp telinde çalınan Eski bir opera ezgisi gibi; Ya da benzersin güneş taşan On sekizinci yüzyıl boudoirin ipeklerine. Gözlerinde için için yanar Son anlarını yaşayan düşmüş güller Ve ruhunun güzel kokusu, Belırsizdir ve üzerine yayılır, Kapalı baharat kavanozlarının keskin kokusuyla birlikte Senin ara tonların bana zevk verir Ve deliririm sürekli bakarak Senin uyumlu renklerine. Benim gücüm, ayaklarına saçtığım Yeni basılmış penidir. Onu tozdan topla, Belki de parıltısı seni eğlendirebilir.
Oysa gökyüzüne baktıkça içimin bütün keder tortuları dağılır gibi oluyor, yıldızların parıltısı içimdeki karanlıkları arıtıyordu. Sıkıldıkça, daraldıkça, umutsuz kaldıkça neden göğe bakarız, neden yerlerden değil de göklerden yardım dileriz, şimdi anlıyorum. Ve seziyorum ki Yaradan yüksek bir yerdedir, umut da öyle…
Sayfa 24
Reklam
Bir hocam anlatmıştı... Gökyüzündeki yıldızların ışığı bize yıllar sonra ulaşırmış. Yani gökyüzüne bakıyoruz, bir yıldız parlıyor ama o yıldızın parıltısı belki iki yıllık, belki on yıllık, belki de daha eski... Hatta o yıldız çoktan sönmüş bile olabilir... Umarım hayatta hiçbir şeye bu kadar geç kalmazsın Merih, senin ne güzel parlıyor dediğin o yıldız çoktan sönmüş olabilir...
Sayfa 172Kitabı okudu
Bir hocam anlatmıştı... Gökyüzündeki yıldızların ışığı bize yıllar sonra ulaşırmış. Yani gökyüzüne bakıyoruz, bir yıldız parlıyor ama o yıldızın parıltısı belki iki yıllık, belki on yıllık, belki de daha eski... Hatta o yıldız çoktan sönmüş bile olabilir... Umarım hayatta hiçbir şeye bu kadar geç kalmazsın Merih, senin ne güzel parlıyor dediğin yıldız çoktan sönmüş olabilir... Eylül
Turfan Gökalp anlatıyor: Sanırım 1959 yılıydı. Teğmen olarak Diyarbakır'da görevliyim. Üs komutanımız Kıdemli Hava Kurmay Albay Cevat Tunalı beni çağırttı. Gittim. Makamında bir Fransız karacı albayla birlikteydi. Misafiri Fransa'nın Türkiye nezdinde 'ataşerniliteri' imiş. 'Sen Diyarbakırlı'sın. Arabanı al ve misafirimi gezdir . . .' dedi. Ben
Oysa gökyüzüne baktıkça içimin bütün keder tortuları dağılır gibi oluyor, yıldızların parıltısı içimdeki karanlıkları arıtıyordu.
98 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.