“hep kurşunlamışlar yalnızlığı çoklar sokağında
herkesler var olmuş
bir sen ben ölmüşüm
ölmüşlük ne ki yaşanmamış mutluluklarda
ölmüştük ne ki tutkusuz yaşamlarda”
5 Mayıs 1973 yılında Ankara/Kızılay’da henüz 25’inde gencecik bir fidan düşer yere, kimsesizdir, bir başına. Çoklar sokağında bir yalnızdır, ölümünü bekler öylece. Yeğeni şöyle der
l Kafka'dan okumuş olduğum bu eser, Yarım kalmış bir kitap. Kafka'ya 1917 yılında Tüberküloz tanısı konur, Eseri 1921-22 yılları arasında yazmaya başlar. 1924 yılında vefat eder. Yarım kalmış bu romanı Kafka'nın yakın arkadaşı Max Brod tarafından neşredilen eseri Şato, Dava kitabı ile ilişkilendirilebileciği gibi, başlı başına ele
"Zaman Çarkı döner, Çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran Çağ yeniden geldiğinde mitler bile unutulur. Bir Çağ’da, kimilerine göre Üçüncü Çağ’da, henüz gelmemiş, çoktan geçip gitmiş bir Çağ’da, Puslu Dağlar’da bir rüzgâr yükseldi. Rüzgâr başlangıç değildi. Zaman Çarkı dönerken ne
Kızıl;
Zweig okumayı seven biri olarak ve sayfa sayısının az olmasindan kaynaklı, 1saatte bitirdiğim bir kitap oldu sıcağı sıcağına incelememi eklemek istedim.
Kitabın konusuna gelecek olursak;
18 yaşındaki tıp öğrencisi olan Berger'in Viyana'da ki yeni hayatından bahsediliyor. Yasadığı ve yaşayamadığı olaylar yüzünden bir an vazgeçmek eve geri dönmek istese de, ev sahibesinin kızıl hastalığına yakalanmış kızı sayesinde yeni bir umut kıvılcımı uyanıyor içinde.
Yalnız şöyle bir durum var ki; benim okuduğum yayınevinin ve sanırım çeviriden kaynaklı, bir diyalog ta geçen cümle dikkatimi çekti. Olayın Viyana'da geçmesi ve karakterimizin dinle alakasının bariz belli olmasindan dolayı belki de... Cümle şu;
"Allah allah bizim ufaklığa ne oldu böyle?"
Tuhaf geldi bana...
Aslında buraya kadar gayet akıcı ve kendini okutan bir Zweig novelası olsa da, Berger'in 13 yaşındaki kızı öpmesi beynim de pedofili kavramını uyandırmaya ve beni rahatsız etmeye yetti.
Pedofili sanat değildir! Her ne kadar detaylı anlatım ve daha ilerisi düşünülmemiş olsa da bu konu da ki tavrın net. Aksini düşünmenin ruh sağlığı açısından bir problem olduğunu düşünüyorum.
Olayı sonuca bağlayacak olursak; Zweig eserlerinde bir sıralama yapsam "Kızıl" başta yer alamayacak ama yine de okunması gereken bir kitap. En azından bisey kazanmasanız da bir kaybınız da olmaz :)
Kitaplı günler....
Bu kitabı çocuklarınızdan uzak tutmanızı şiddetle tavsiye ediyorum...
On beş günlük kısa bir tatilin ardından tekrar eğitim-öğretim dönemi başladı. Tatilde sıraya koyduğum baya bir kitabım vardı. Fakat bu süre çok kısa olduğundan kitaplarımı bitiremedim. Bu sürenin bana yetmemesi ve kitaplarımı okuyamama baya üzüldüm. Çünkü okulların açılmasıyla