"Sana bir garson mu tecavüz etti?"
Daha çok evlerimizde yemek davetlerinde bir araya geldiğimiz, hoşça vakit geçirdiğimiz bir aileyle ara sıra dışarıda da buluşurduk… Bazen çocuklarımızı da alıp bir kebapçıya, bazen de çocukları evde bırakıp balık yemeğe veya gece kulübüne giderdik… Arkadaşımızın kocası, evde gayet uyumlu, ne olsa yiyen, çocukların gürültüsünden asla rahatsız olmayan sakin bir adamdı… Onlar bize geleceği zaman yemek yapmak zevkti… Öyle güzel iltifatlar alırdım ki, kendimi iyi hissederdim… Amaaaa bir lokantaya gittiğimizde içinden korkunç bir adam çıkıyordu… "Oğlum, önce bir tabak maydanoz getir…" Maydanoz mu? Neden önce maydanoz? Evde maydanoz filan yemez… "Bir saattir buz bekliyoruz! Bu maydanozun limonu nerede, biz mi söyleyeceğiz her şeyi canım?" O, bu tavrı hiç sevmiyor, adam bağırdıkça ezilip büzülüyordu… Ara sıra olduğu için katlanıyordu… Sürekli garsonlardan özür dileyerek yemeğini yemeye çalışıyordu. Evde bizden su isterken bile rahatsızlık verdiğini düşünen bir adam için katlanması zor bir durumdu. "Bu nasıl lakerda? Kaldır şunu! Kızarmış ekmek yok mu?" Eşi de rahatsız oluyordu ama pek bir şey söyleyemiyordu… Her defasında belki yapmaz diye umutla gidiyorduk. Bir gün yine bir balıkçıya gittik. Oturur oturmaz, "Maydanoz bize…" dedi. Bizimki de gaflet işte!… Yine başladı… "Oğlum, bekleyeceksek başka yere gidelim! Şu örtüyü kaldır, görmüyor musun, lekeli…" O, sakin sakin baktı… Yüzünde muzır bir gülümseme… Gayet yumuşak bir ses tonuyla, "…cığım, sana bir garson mu tecavüz etti?" deyiverdi. Dördümüz de kahkahalarla güldük…
Sayfa 161 - Doğan KitapKitabı okudu
Bir gün bir adam Allah Resulüne gelerek: “Güzel dostluk ve muhabbet beslememe insanlar arasında en lâyık olan kimdir?” diye sordu. Allah Resulü dedi: “Annendir.” Adam yine sordu, “ya sonraki?” Allah Resulü yine dedi: “Annendir.” Adam yine sordu. Allah Resulü cevap verdi. “Annendir.” Adam dördüncü kez soruyu tekrar etti. “Sonra kimdir ya Resulallah?” Allah Resulü cevap verdi. “Babandır."
Reklam
Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı Günlere geldim bunu bana öğretmediniz Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim Bunu bana söylemediniz İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler Bunu bana öğretmediniz
Sayfa 177Kitabı okudu
Ben yalnızca gün batımını izleyip "Çok hoş," diye düşünürken, sizin usulca elinizi omzuma koyup "Seni anlıyorum, acı çekiyorsun. Ancak acı çeken yalnızca sen değilsin, gün batımının hüznünü ben de çok iyi biliyorum. Yine de buna katlanıp yaşamaya devam etmeliyiz. Sadece bir süre daha, bir tek benim için bile olsa yaşamaya devam et. Bu dünyada ölmeyi arzulayıp yine de hayata tahammül ederek yaşamaya devam eden on binlerce, yüz binlerce insan var," gibi cümleler söyleyerek sanki ben ölmek istiyormuşum gibi abartılı laflar etmeniz o kadar komik ki bana acı veriyor.
Dinler Tarihi Meğer Çok Oynakmış Satır aralarına en değerli ilmi sır bilgileri yazmak bu yazın ustasının en değerli hüneridir. Tarihi olan kültürü olan ve sır taşıyıcıları tarafından değiştirilmesine asla izin verilmeyen bir tek Türkler var. Zaman zaman devleti yöneten gafletler yüzünden yaşanır gerilemeler. Dijital peygamberler dinler
"...büyük adam olacaksın lafını sarfeden arkadaşları bir gün, büyük sıfatını İskender’le birleştirince, o da bu saptamayı ironik olarak, ne büyük İskender’i, ben olsa olsa küçük İskender olurum’a dönüşmüştürmüştü; gülüşülünmüştü uzunca. Yıl, yine 1980’di."
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.