Canan Tan’ı yıllar yıllar önce, belki ortaokul belki de lisenin ilk sıralarında okumuştum en son. Eroinle Dans, Yüreğim Seni Çok Sevdi, En Son Yürekler Ölür gibi herkesçe bilinen o meşhur kitapları ile tanımıştım. O zamanlar belki popüler diye, belki yaşıma hitap eden anlatımı nedenli, kim bilir belki de iflah olmaz bir hayalperest ve romantik olduğum için kitaplarında kendimle özdeşleştirdiğim kimi karakterleri sebebiyle sevdiğimi anımsıyorum. Seneler sonra, o eski günlerin hatırına yeniden kalemini anımsamak ve kadın olmanın tüm o ağırlığını, mini öykülerle satırlara dökmesini arzu ettiğim için elime aldım kitabı. Ama okuduklarım bende hiçbir etki yaratmadığı gibi; kitabın edebi dilden yoksunluğu ve geçmeyen duygusu ile kendisini hiç sevemedim. Yine de emeğe saygıdan ve cinsiyetinin zorluğu altında ezilmiş tüm o şiddet, tecavüz, taciz mağduru kadınlar hatırına puanladım. Merak edenler için kitap zaten incecik, bir kaç saate bitiyor. Ama beklentiyi minimumda tutarsanız hayal kırıklığınız da o denli az olur. Keyifli okumalar.
Sınav seneme yakın bir zamanda okuduğumdan mıdır nedir bilemiyorum fakat bu kitabı King'in diğer eserlerine kıyasla yavan buldum. Aslında her şey iyi başlamıştı, medeniyetin gözle görünmeyecek kadar küçük bir yapay virüs tarafından yavaş yavaş yerle bir oluşu, Amerikan Hükümeti'nin olayı örtbas etmek için kendi vatandaşlarını hatta basın
Herkese merhaba! Bugün sizlere #canantan ‘ın kaleminden dökülen #yüreğimseniçoksevdi kitabından bahsetmek istiyorum. Lise yıllarımda Canan Tan’ın pek çok kitabını hevesle okurdum. Piraye, Eroinle Dans, En Son Yürekler Ölür… Aslında yazarın dili akıcı ve okuru kendine çekmeyi başarıyor. Canan Tan’ın kalemini seviyorum. Ancak bu kitap beklentimi çok karşılamadı. İnsanın zamanla zevkleri de değişiyor sanırım. Güzel bir hikaye ama sonu çok tahmin edilebilir. Diğer kitapları beni daha çok etkilemişti. Yine de eğer hüzünlü ve imkansız aşk hikayeleri okumayı seviyorsanız okumanzı tavsiye ederim Sizin için aşağıya konusunu bırakıyorum:
#kitabınkonusu
Ana karakterimiz Aslı İstanbul Teknik Üniversitesi’nde İşletme okuyan bir kızdır. Aslı üniversitede arkadaş ortamı sayesinde Murat ile tanışır ve başlarda önyargılar olmasına rağmen zamanla birbirlerine aşık olurlar. Ancak işin içine aileler girdiğinde durum karışık bir hal alır. Murat’ın ailesi Aslı’yı istemez ve bu aşk imkansız bir aşka dönüşür. Daha sonra Aslı bir şeyleri unutabilmek için Amerika’ya gider. Acaba hayat onları yeniden karşılaştıracak mı? Bu aşk için bir umut var mı? Spoiler vermemek için susuyorum
Arkadaşımın tavsiyesiyle alıp okudum çok ağlamış okurken ben pek sebep bulamadım:) Nedenine gelince Üslubu akıcı fakat edebi yönden baya zayıf bir kitap okudum. Betimlemesiz , üstten geçilmiş, baştan savma bişey okudum Bu kadar kısa sürede bitirmemin sebebi akıcılığı, beni kendine çekmesi, ya da sonunu merakımdan olmaması üzücü oldu. Ele alınan
ÇAĞDAŞ EDEBİYATTA BİR ANTİ KAHRAMAN: ADEM YOKSUN.
POLAT ONAT TUTUNAMAYANLAR VE BEYAZ GECELER iLE BİRLİKTE BENZER İRTİFALARA SAHİP MUHTEŞEM BİR ESERLE 2013 DAMGASINI VURACAK BELLİ Kİ.
Hüseyin Peker'e, Orhan Pamuk'un YENİ HAYAT ve diğer Bazı romanlarının zayıf eserler olduğunu Orhan Pamuk'un dünya edebiyatına SELİM IŞIK,
Mem nelere gark olmadı Zin'in ateşi için
Ferhat dağlar delmedi mi Şirin'in düşü için
Kusur ise her saniye her yerde seni anmak
Mecnun az mı yemin etti Leyla'nın başı için
Sesi yorgun gözlerinden uykusuzluk seçilir
Görkeminin zerresinden Ağrı Dağı küçülür
Gecelerin kollarında leblerinin bal suyu
Aydan dökülürcesine kana kana içilir
"Eski gülüşlerimi arıyorum. En saf, en temiz en tasasız çocuksu gülüşlerimi. Göğe uzanan ulu bir masal ağacının tomurcuklarında asılı kalmışlar. Erişemiyorum. Yaşanmış düşlerimde yitirdiğim masum gülüşlerimi bir tek "o" indirebilir aşağıya. Bir tek o yüzümü güldürebilir yeniden. Ama o yok! Ölmüş! Öyle diyorlar,
Watpad kitabının biraz daha profesyonelleşmiş hali gibi. Klasik bir Canan tan kitabı.. Artık bu aynı tarz eğer Canan Tan’ı ard arda okursanız sıkmaya başlıyor ” sevdiğine asla kavuşamayan,kavuşsa da bir türlü mutluluğu elde edemeyen, hayal kırıklıkları ile dolu bir hayata ve erkeklerin çevresindeki “en güzel kız” statüsüne sahip herkesin ilk görüşte ona aşık olduğu bir kız figürü ile tanışıyoruz yine..yeniden...Eğer ilk romanınızsa seveceğinizi düşünüyorum ama Canan Tanın devamlı bir okuru iseniz “yine mi” diyeceğiniz bir kitap.
Çıldırıyorum. Bu kitabı sürekli bir yerlerden duymuştum. Nereden, kimden olduğunu bilmiyorum ama üzerinden bayağı bir zaman geçti. Aklımda beğenilen bir roman olarak kalmıştı, yeniden denk gelince okuyayım dedim.
Hoş bir aşk hikayesi okuyacağımı sanıyordum niyeyse. Kitabın başında da bunun emareleri vardı. Böyle şiirli, romantik, duygulu bir