Yok bu cehennem olmalı...
Aslında, ölmekte olduğumu hissetmesem, kendime çoktan ölmüş de günahlarımın cezasını çekiyor ya da cennetin saraylarında oturuyor gözüyle bakardım.
Sayfa 27
Bu tür işler için tertemiz bir yüreğin olmalı ihtiyar, oysa biz Sodom ve Gomorra'yız. Ya bizim obur papaz? Bir eczane açtı, adını da kilise koydu. Orada Tanrı'yı kiloyla satıyor. Her türlü hastalığı iyi ettiğini söylüyor, şarlatan. -Derdin ne? -Yalan söyledim. -Peki al 3 gram İsa, şu kadar kuruş. -Hırsızlık yaptım. -4 gram İsa, şu kadar. -Ya sen? -Bir cinayet işledim. -Vah zavallı adam, sen çok hastasın! Bu akşam yatmadan önce 15 gram İsa alacaksın. -Yalnız bu biraz pahalı. İndirim yok mu peder? -Hayır, fiyatı böyle. Ya ödersin ya da cehennemin dibini boylarsın. Ona dükkanındaki yabalar ve şeytanlarla dolu cehennem tasvirlerini gösterir. Öylece de müşteri aptallaşır ve ceplerini boşaltır...
Reklam
Aramızda kalsın, o halde kölelik, tercihen güler yüzlü kölelik kaçınılmaz bir şeydir. Ama bunu kabul etmek zorunda değiliz. Kendini köle edinmekten alıkoyamayan kişinin, onlara özgür insan demesi daha iyi olmaz mı? Öncelikle prensip gereği, sonra da onları umutsuzluğa düşürmemek için. Bu ödünü onlara borçluyuz, öyle değil mi? Böylece onlar gülümsemeye devam ederler, biz de vicdanımızı rahatlatırız. Yoksa kendimiz hakkımızdaki fikirlerimizi değerlendirmek zorunda kalır ve acıdan çıldırırdık ya da daha fenası alçakgönüllü kişilere dönüşürdük, her şey mümkün. Sonuç olarak dükkânların tabelası yok, bu tabela ise rezalet. Kaldı ki, herkes masaya oturup gerçek işini, kimliğini açıklasa ne halt edeceğimizi bilemezdik! Şöyle kartvizitler düşünün: Dupont, ödlek filozof ya da Hıristiyan mülk sahibi ya da zinacı hümanist, istediğinizi seçebilirsiniz. Tam bir cehennem olurdu bu! Evet, cehennem de böyle olmalı: tabelalı caddeler ve insanın kendini ifade etme olanaksızlığı. Bir kere sınıflandırılınca sonsuza dek öyle gider.
"O iğrenç yerde öcü alınmamış gözyaşları döküp göğsünü yumruklayarak, “Tanrıcığı”na yalvaran yavrunun tek gözyaşına değmez bu üstün ahenk! Değmez, çünkü çocuğun gözyaşlarının hesabı sorulmadan kalıyor. Karşılık olmalı, yoksa kutsal ahengin anlamını kavramak mümkün değil. Ama neyle ödenebilir bunlar? Var mı böyle bir şey? Bir öç mü sadece? Öcü ne yapayım ben, canavarlar cehenneme gidecekmiş; cehennem, yaptıkları kötülüğü,mahvettikleri hayatı geri getirebilir mi? Sonra, cehennemle kutsal uyum nasıl bağdaşabiliyor: kimsenin ıstırap duymasını istediğim yok artık, büyük af için bağrımı açmaya hazırım. Çocukların ıstırabı gerçeğin satın alınması için ödenene katıldıysa, bu gerçeğin böyle bir pahaya değmediğini şimdiden söylerim. Ayrıca, bir ananın oğlunu köpeklere parçalatan zalimle kucaklaşmasını istemem ben. Onu bağışlamaya hakkı yoktur! İsterse, kendi hesabına bağışlar, canavara çektirdiği sonsuz analık acılarını bağışlar; ama işkence içinde ölen evladının ıstırabını bağışlamaya hakkı yoktur,çocuk kendisi bağışlasa bile!.. Bağışlamaya hakkı olmadığına göre, nerede bu kutsal uyum, sorarım sana? Dünyada bağışlayabilecek, bağışlama hakkına sahip tek bir insan var mı? Yo, istemem ben ölümsüz uyumu, insanları sevdiğim için istemem. Haksız da olsam, öcü alınmamış acılarımla, giderilmemiş hiddetimle kalmaya değişmem bunu."
İş Bankası Hasan Ali Yücel KlasikleriKitabı okudu
Bakın dükkân tabelası da yok, bu tabela ise rezalet. Kaldı ki, herkes masaya oturup gerçek işini, kimliğini açıklasaydı, ne halt edeceğimizi bilemezdik! Şöyle kartvizitler düşünün: Dupont, ödlek filozof ya da Hıristiyan mülk sahibi ya da zina eden insansever, istediğinizi seçebilirsiniz. Ama bir cehennem olurdu bu! Evet, cehennem böyle olmalı: tabelalı caddeler ve düşüncesini anlatma olanaksızlığı. İnsan, kesin olarak sınıflandırılmıştı
Mükemmeliyetçi değilim çünkü bana göre mükemmeliyetçilik tüm nevrozların ana nedenidir. İnsanlık kusursuzluk fikrinden kurtulmadığı sürece asla aklını başına toplayamayacak. İnsanlığı deliliğe iten şey kusursuzluk fikri. Kusursuzluk düşüncesi senin ideoloji, hedefler, değerler, olması gerekenler, olmaması gerekenler açısından düşündüğün anlamına
Sayfa 107 - Ganj yayıneviKitabı okudu
Reklam
83 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.