William Shakespeare 23 Nisan 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Hali vakti yerinde bir esnaf olan, aynı zamanda yerel yönetimde sulh hakimliği ve belediye başkanlığı gibi
“Karşılık olmalı, yoksa kutsal ahengin anlamını kavramak mümkün değil. Ama neyle ödenebilir bunlar? Var mı böyle bir şey? Bir öç mü sadece? Öcü ne yapayım ben, canavarlar cehenneme gidecekmiş; cehennem, yaptıkları kötülüğü, mahvettikleri hayatı geri getirebilir mi? Sonra, cehennemle kutsal uyum nasıl bağdaşabiliyor: Kimsenin ıstırap duymasını istediğim yok artık, büyük af için bağrımı açmaya hazırım. Çocukların ıstırabı gerçeğin satın alınması için ödenene katıldıysa, bu gerçeğin böyle bir pahaya değmediğini şimdiden söylerim.”
Sayfa 325 - İvanKitabı okudu
Reklam
• “Bütün inançların temeli sevgidir. Her kim bir şey veya kimseyi severse ona inanmış, boyun eğmiş, kulluk etmiş olur. Kulluk, sevginin yedi derecesinden biridir ki ilk adımda dostluk başlatır. Bu dereceler ezeli ‘ilgi’den doğar, ilgiyi 'sevgi’ takip eder. Sonra ‘tutku’, ‘aşk’, ‘şevk’ ve ‘kulluk’ diye devam edip ebedi ‘dostluk’ta nihayet bulur. İyi veya kötü, yararlı veya zararlı her tür sevginin bir etkisi, sonucu, meyvesi ve hükmü vardır. Coşku, zevk, özlem, yakınlaşma, ayrılma, uzaklaşma, terk etme, sevinme, üzülme, ağlama gülme... • Doğan her şey gibi sevgi de belli bir ömrü yaşayıp tamamlıyor ve sonunda yok oluyordu. • “İnsanın hamurunun sevgiden yaratılmış olduğu”nu söylediği zaman ne demek istediğini artık biliyorum. İnsan sevgi ile yaşar, sevgisiz ölürdü. Sevgi bir cennet, sevgisizlik de cehennem sayılırdı. Sevgisiz yaşayanların ölülerden farkı kalmıyordu çünkü. Sevgiyle yaşamak da kıskanmakla devam ediyordu. • Kişinin gönülde kendisi olmak sevginin başlangıcı, sevgilide kendisi olmak ise sonu olmalıydı. Birincisi hamlık, İkincisi olgunluk ve pişmeydi ... • Sevilen, bir sevenin aynasına sahip olmadığı zaman kendi güzelliğinin mükemmelliğini göremiyor ve bundan rahatsız oluyordu. • İnsanlar birbirlerine gülüyorlarsa aralarında nefret, birbirleriyle gülüyorlarsa aralarında sevgi çoğalıyordu. • Ama gariptir, ben bu dünyada kimi seversem Allah benden uzaklaştırıyor. Onun için, Kamber Can, ben seni hiç sevmeyeceğim.” • Lâkin benim kaderim kef harfiyle yazılmış olmalı ki hep keder oldu
Cehennem
Son gün de yaşam bıraktığında onları, tüm kötülükler yakasını bırakmamıştır o zavallıların, bedensel her kirlilik sökülmemiştir kökünden. Uzun süredir nasırlaşmış kötülük, şaşılası derinliklere dek salmış olmalı köklerini. O halde cezaya uğrayacak, azap çekerek kurtulacaklar eski kötülüklerden. Kimi ruh asılıp bırakılır hafif esen yele karşı; kimisi geniş uçurumun dibinde yıkanır, kurtulur içine işlemiş günahtan ya da temizlenir ateşle. Herkes kendi Manlarına katlanır. Bizleri buradan geniş Elysium’a göndermiyorlar; bu neşeli, güzel ovalarda az kişi oturur. Sayısız gün akıp geçecek zamanın çemberinden, nasır tutmuş lekesini ruh yok edinceye, esirden gelme algısını, göksel nurunu temizleyinceye dek.
Sayfa 215 - Jaguar Kitap, 3.Baskı, Kasım 2020
Küfe
Beş - on gün oldu ki, mu'tâda inkıyâd ile ben Sabahleyin çıkıvermiştim, evden erkenden. Bizim mahalle de İstanbul'un kenarı demek: Sokaklarında gezilmez ki yüzme bilmeyerek!  Adım başında derin bir buhayre dalgalanır Sular karardı mı, artık gelen gelir dayanır!  Bir elde olmalı kandil, bir elde iskandil, Selâmetin yolu insan için bu, başka
~ Yaşamım boyunca nice kör, topal, çolak insan görmüştüm. Her şeyi kaybetmelerine rağmen bir yaşamdır sürdürüp gidiyorlardı... Bütün bu yaşantılar bana galiba insanın bir organından yoksun yaşamını sürdürebileceğini öğretememişti. / 36 ~ İçimde, yeni açılan bir umut kapısına yaklaşanların mutluluğu değil, önemli bir sınav kapısı önünde sıra
Reklam
75 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.