Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zerdüşt Behrâm Pejdû ise Ardâvîrâfnâme'sini hazırlarken eserin düzyazı şekline son derece bağlı kaldığını, metni şiire keli­ me kelime aktardığını söyler. Diğer mesnevisi Zerâtuştnâme'nin son kısmındaysa, bir sesin ya da Surûş’un ona Ardâvîrâfnâme'yi şiir olarak yeniden düzenlemesini gizlice söylediğini, öte yandan dostlarının da bu
Binbirgece'nin büyüleyici şehri Bağdat'ı, bugünkü Irak topraklarına gelen Araplar kurdu. İçinde efsanevi halife Harun er- Reşid' in yaşadığı zamanda şehir 500 yıl­ dan biraz fazla eski idi ve dünya kültür ve zenginliğin merkeziydi. Bazı tespitiere göre XI. asırda onun nüfusu iki milyondan fazla idi ve kuşkusuz zamanında dünya­
Sayfa 22 - Fide YayınlarıKitabı okudu
Reklam
25 eylül 1962 tarihindeki Barcelona sel felaketinde, boğulan ve kaybolan 1000'e yakın kişinin anısına yaptığı 3 x 3,5 metre boyutlarındaki tablo, Galacidalacidezoksiribonükleikasid adını taşır. 2002'de, Florida'nın Saint Petersburg kentinde, denizin hemen kenarındaki Dali Müzesi'nde görme fırsatını yakaladığım tablonun yanındaki notta, Dali'nin zor telaffuz edilen bu adı, Gala, cid, ala ve dezoksiribonükleikasid sözcüklerinden oluşturduğu kayıtlıydı. Aynı nottaki bilgiye göre, "Gala", ressamın çok sevdiği, ilham kaynağı ve pek çok eserinin temel figürü karısının adı. "El Cid", XI. yüzyılda Berberilere karşı savaşmış İspanyolların ulusal kahramanı Rodrigo Diaz de Vivar'ın halk arasındaki adıdır. "Ala", Allah'ın kısaltılmış biçimi, "dezoksiribonükleikasid" de DNA molekülünün açık adıdır.
Sayfa 101 - Doğan Kitap - IV. Baskı 2013 • Salvador Dali'nin DNA'sıKitabı okudu
Bir zamanlar dünya kültür ve zenginliğinin başkenti Bağdat
1001 gece'nin büyülü şehri Bağdat'ı, bugünkü Irak topraklarina gelen Araplar kurdu. İçinde efsanevi halife Harun er- Re-şid'in yaşadığı zamanda şehir 500 yıldan biraz fazla eski idi ve dünya kültür ve zenginliğin merkeziydi. Bağdat, bazı tespitlere göre XI. Asırda onun nüfusu iki milyondan fazla idi ve kuşkusuz zamanında dünyanın
Sayfa 8 - Fide YayınlarıKitabı okudu
⊰ yolculuk - XI ⊱ “Ama elleri, yürekleri, yüzleri Sert miydi sıcak mı, dost muydu düşman mı? Bir gün olsun dokunup kendi ellerimizle Aklımızla yüreğimizde duygularımızla Anlamadık… Uyup yükseklerden gelen bir sesin buyurgan tonuna Bizim olmayan bir ağızla konuştuk haklarında…” 1985/86
Sayfa 127 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
YOLCULUK-XI
Biz o çocukları hiç anlamadık Biz o çocukları tanımadık hiç... Mavi bir damar gibi kentin gerilen bedeninden Bir çığlık çağlayanı gibi, geniş uzun pembe Savrulup gittiler de kaç kez rüzgâr rüzgâr Duyurabilmek için bizim türkülerimizi bize Bir gün olsun inip aralarına katılmadık Sesimizi katmadık seslerine... Korktuk, neden korktuğumuzu
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Yolculuk
XI Korktuk,neden korktuğumuzu bilmeden Büyük heyecanlardan korktuk,küçük rahatlardan Uzun yolculuklardan,yakın acılardan Kurumlaşmış ne varsa güzeli ve geleceği kuşatan Korktuk hepsinden... Çekilip böcekler gibi evlerin kabuğuna Sıkı sıkı sürgüledik kapılarımızı, Balkonlara çıktık en fazla,camlardan sarktık Garip bir merakla bakıp arkalarından Saygılı,şaşkın küçümser Karmakarışık duygular içinde bocalayıp kaldık.
Sayfa 127 - kırmızı kediKitabı okudu
XI. ve XII. yüzyıllara ait kaynakları taradığımızda, nişanla düğün arasındaki sürenin koşullara bağlı olarak çok değişebil­diğini görürüz. En uzun gecikmeler, aristokrat hayatına özgü niteliklerden kaynaklanır: bazen iki akraba topluluğunun coğ­rafi bakımdan uzaklığı, kocanın sorumluluğu altında uzun bir yolculuk yapılmasını gerektirir; bazen de
Yolculuk XI
Düşünüyorum da, farkına varmadan Sessizce, kendiliğinden Sevmişim meğer onları ben, inanmışım Katılmışım hatta türkülerine kendimce Uzaktan uzağa...
Sayfa 128 - Ankara, 1985-1986Kitabı okudu
Yolculuk XI
Bir gün olsun dokunup kendi ellerimizle Aklımızla yüreğimizle duygularımızla Anlamadık...
Sayfa 127 - Ankara, 1985-1986Kitabı okudu
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.