Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Haydut Karokep Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı: -Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz? Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
'Bunu ben böyle yapıyorum.' Siz böyle yapmıyor olabilirsiniz. Bunun böyle yapılmadığınp düşünüyor olabilirsiniz. Belki aranızda anlaştınız ve ksin karar verdiniz bunun böyle yapılmayacağına ve bu sizin tek gerçeğiniz. Yine de nu benim dünyaya ilk gelişim. Ve dpğumdan ölümü olan bu tek yön uçuşumda, kendi yollarımı denemek istiyorum ben. Madem içimde bir hisle buradayım, yol göstericim olarak sadece onu tayin etmek istiyorum.
Reklam
ÖNSÖZ(Friedrich Nietzsche)
Bu kitap insanların en azına aittir. Henüz hiçbiri yaşamıyordur belki onların. Belki de "Zerdüştümü anlayan onlar olacak: Nasıl karıştırabilirdim ki kendimi, daha bugünden işitilecek kulaklar bulanlarla? -Ancak öbür gün benimdir. Değil mi ki bazıları gömüldükten sonra doğar. Birinin beni anlamasının, beni mecburen anlamasının koşulları -Onları çok iyi bilirim. İçtenliğime, tutkuma katlanabilmesi için kişi, düşünsel konularda katılık derecesinde dürüst olmalı... Alışık olmalı kişi, dağlarda yaşamaya -siyasetin ve ulusçuluğun alçak gevezeliğini kendi altında görmeli. Pişkin olmalı kişi, sorgulamamalı asla doğruluğun ona yarar sağlayıp sağlamayacağını ya da onun bir yazgı olup olmadığını sorgulamamalı. Bugün kimsenin sorgulama yürekliliğini gösteremediği şeyler için güç: Yasaklanmış olan için cesaret: Labirente yön tayin etmek için yazgı. Yedi yalnızlıkta edinilen deneyim. Yeni müzik için yeni kulaklar. En uzaklar için yeni gözler. Şimdiye kadar sessiz kalınmış bütün doğrular için yeni bir vicdan. Ve muazzam üslubun iktisat istenci: Gücünü ve ihtirası bir arada tutmak... Kendine saygı; kendine sevgi; kendine karşı mutlak özgürlük... Pekala! Yalnızca bunlar benim okurlarımdır, hakiki okurlarım, kısmetimdeki okurlarım: Geri kalan ne ki? -Geri kalan insanlık yalnızca.- Kişi gücüyle, ruhunun yüceliğiyle kendini insanlığın üstünde tutmalıdır. -horgörüsüyle...
Say Yayınları
Canlı olmak;etki sahibi olmak demektir,yani köşe taşı olmak demektir,yani hal çaresi sunmak demektir,yani yön tayin etmek demektir,yani tüm halklara,tüm devirlere,tüm insanlara yol göstermek demektir.
Sayfa 232Kitabı okudu
Güneş belirince yıldızlara bakıp yön tayin etmek edepsizliktir
özlemişim üstad..
Oysa insanın yerde ve gökte değil bir şey yaratmak, yaratılmış olan üzerinde tasarrufta bulunmak gücü bile yoktur. Eğer insanın dünyaya düzen vermek, eşyaya yön tayin etmek gibi bir "yeterliliği" olsaydı kendisi "ehl-i kıble" olmak gibi bir mükellefiyete muhatap olmazdı.
Sayfa 21 - Epub-pdf
Reklam
Papa, piskoposlar, rahipler ve keşişler Ruhsal Sınıf olarak; prensler, lortlar, sanatkârlar ve köylüler ise Dünyevi Sınıf olarak adlandırılmıştır; bu gayet ince ve ikiyüzlü bir düzendir. Ama kimse bundan korkmasın, çünkü tüm Hıristiyanlar Ruhsal Sınıf’a dahildir ve görev açısından da aralarında hiçbir fark yoktur. Aziz Pavlus’un dediği gibi, biz
Yine de bu benim dünyaya ilk gelişim. Büyük ihtimal ki son gelişim. Ve doğumdan ölüme olan bu tek yön uçuşumda, kendi yollarımı denemek istiyorum ben. Madem içimde bir hisle buradayım, yol göstericim olarak sadece onu tayin etmek istiyorum.
Acziyet Makamı...
Eğer insanın dünyaya düzen vermek, eşyaya yön tayin etmek gibi bir "yeterliliği" olsaydı kendisi "ehl-i kıble" olmak gibi bir mükellefiyete muhatap olmazdı.
Sayfa 46 - Çıdam YayınlarıKitabı okudu
Ve doğumdan ölüme olan bu tek yön uçuşumda, kendi yollarımı denemek istiyorum ben. Madem içimde bir hisle burdayım, yol göstericim olarak sadece onu tayin etmek istiyorum.
Reklam
Eğer insanın dünyaya düzen vermek, eşyaya yön tayin etmek gibi bir "yeterliliği" olsaydı kendisi "ehl-i kıble" olmak gibi bir mükellefiyete muhatap olmazdı.
Kur’anı okumak ya da dinlemek,bilgi almak ya da belli bir yön tayin etmek için yapılan bir iş değildir; daha ziyade ruhsal bir disiplindir...
İnsan ve tabiat iki ayrı "öz" sahibi iseler, yahut bu ikisinden birinin özü varsa yanlışın farklı bir düzeyde tekrarından başka bir şeyle karşılaşılmayacağını peşinen söyleyebiliriz.Yaygın yanlışın gerek Hıristiyanlığın ve gerekse İslâm dininin önemini tebarüz ettirmek isteyen bazı çevreler tarafından da paylaşıldığını eklememiz gerek. Bu çevreler hilkâtin yüceliğini vurgulamak gerektiğini düşündükleri zaman dikkatleri çiçeklere, böceklere, kuşlara, ıssız (?) dağlara, denizlere, rüzgârlara çeviriyor. Bu yaklaşımdan insanın dünyaya müdâhalesinin muhtar (özerk) bir alanı varmış gibi bir anlam çıkıyor. Oysa insanın yerde ve gökte değil bir şey yaratmak, yaratılmış olan üzerinde tasarrufta bulunmak gücü bile yoktur. Eğer insanın dünyaya düzen vermek, eşyaya yön tayin etmek gibi bir "yeterliliği" olsaydı kendisi "ehl-i kıble" olmak gibi bir mükellefiyete muhatap olmazdı.
145 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.