Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Herkes yorulur çalışırken," dedim. Derin bir nefes aldım. "Önemli olan huzur, mutluluk değil mi? Mutsuzluk, fiziki yorgunluktan daha çok yorar insanı. Ama mutlu insan yorgunluğu hissetmez. Hatta bazen işi yorucu olmayan ama yaptığı işi sevmeyen insanlar; yorgunum, ölüyorum diyor. İşi yorucu olan insan yani çok da yorucu değil diyor. Bana göre bu mutlulukla alakalı. İşi yorucu olmayıp yorgunluktan ölen insan, mutsuz. Çünkü ilgi alanı değil. O para için çalışıyor. Diğeri ise kendisi için çalışıyor. İş hayatı bu şekilde sosyal hayata bile yansıyor. İnsan mutluysa mutlu eder, mutsuzsa çevresini de mutsuz eder. Sadece iş konusu için de söylemiyorum bunu, inan bana yorgunluk mutlulukla çok alakalı. Mutsuz insan hep daha çok yorgundur. Tabii ki günümüz şartlarında ilgi alanını seçen para için çalışmayan insan çok az. Herkesin öyle bir imkânı yok. Benim şu an var. Sonrasına bakacağız. Sen mimar olacaksın. Yorulacaksın da. Ama sevdiğin işi yapacaksın. Yorulup bitirdiğin işe gururla bakacaksın, gülümseyeceksin. Ben mimar olsam, şu işi bir bitirseydim diye çalışacağım. Özen bile göstermeyeceğim belki bitirmeye odaklandığımdan."
Sayfa 68 - Armoni YayıncılıkKitabı okuyor
Uzun uzun düşüyorum. Topraktan yeniden ağacın tepesine kadar düştüm yeniden düşüyorum. Bitmiyor bir türlü değiştim mi? Kendimle bir dönemeçte koşan iki çocuğun çarpıştığı gibi karşılaşmışım da hangisinin ben olduğuma karar veremediğim o çok kısa zamanın ha bire tekrarlanmasından perişan çarçaput gibi ağzım, yorgunum. biraz da.
Sayfa 91
Reklam
Bütün camlarım kırılmış yorgunum.
Ben yorgunum anlamaktan Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan.
Ben yorgunum anlamaktan Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan.
Avareyim, asudeyim, yorgunum Bilmiyorum neden sana vurgunum Erzurum garında, banklar üstünde Uyku tutmuyor karanlıkları Yitik düşlerimi kovalıyorum Gölgeler gidiyor; ben kalıyorum. Nurullah Genç
Sayfa 26 - E-kitap
Reklam
Ders almayı bilmedim yüreğimden; yorgunum Ne sana, ne kendime, ben dünyaya kırgınım..
şimdi git onbeş yıl önce gel yalnızlar sokağında bekliyorum tırnak uçlarımdan kan sızıyor kan burun deliklerimden sızıyor bütün camlarım kırılmış yorgunum
yakarış
Ya Rab! Bu hasrete can dayanmıyor! Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun... Her adımda bir engel var salmıyor; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun... Mümkün mü bu yolda maksuda ermek? Mümkün mü sıla da dost yüzün görmek? Aşıka zor gelir geriye dönmek. Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun... Çekilmez bir şelek vurdun arkama; Şaşırdım yollarda, kaldım akşama; Umudum her zaman bakidir ama; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun....
Sayfa 248 - Abdurrahim KarakoçKitabı okuyor
Seneler sürer her günüm, Yalnız gitmekten yorgunum; Zannetme sana dargınım, Ben gene sana vurgunum. Başkalarına gülsem de, Senden uzak kalsam da, Sevmediğini bilsem de Ben gene sana vurgunum.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.