boynuna astığın bu sarı ve sıcak testiyi ne kadar sevdiğimi bilemezsin, ne kadar! bilemezsin, bilemezsin, bilmene imkan yok, ama anlayabilir ve düşünebilirsin. bu, hayal etmekten daha üstündür. anlayışa sığmaz, söze gelmez. bilemezsin, bilemezsin, bu dünyada, bu ölü, çirkin ve soğuk hayatın çöllerinde o değerli altın testi benim için çok değerlidir. ömrümün aynası, tapınağımın mihrabı, isteklerimin kabe'si, can incimin sedefidir. ihtiyaç yurdum, boğulduğum denizim, miraç göklerim, her yolculuğumun kıblesidir. beni okşayan bir kucak, gözyaşlarımın döküldüğü eteğim, namazgahım, nefeslerimin havası, gözlerimin manzarası, acı çekerken başımı koyduğum dizdir. soluklarımın neyi, şarkılarımın müziği, feryatlarımın kulağı, her sözümün muhatabı, her mektubumun kanlı başlığı, her an varlığımın bahanesi, her gecemin mehtabı, her yılımın baharı, her seherimin güneşi, her gazelimin manası, her kasidemin övüleni, ruhulkudüs'ümün meryem'i ruhumun mesih'idir. bekleyişimin vaat edileni, ateşlerimin mekanı, mont parnassesos'umun kulesi, efsanelerimin dünyası, arzularımın cenneti, hayatımın ve kurtuluşumun meleği, tanrılarımın gökleri, efsanelerimin fezası, sırlarımın sandığı, hayallerimin hazinesi, düşüncelerimin kaynağı, duygularımın sıcaklığı, ümitlerimin aydınlığı, müjdelerimin tatlılığı, sarhoşluklarımın şarabı, mestliğimin afyonu, uykularımın ninnisi, sözlerimin ana gayesi, kaçışlarımın sığınağıdır. daha basşka ne diyeyim? ne yazayım? halim iyi değil, bir kahve yap, uykum geliyor. senin de gözlerin kızarmış.