Mevsim serisi; ilk kitaptan itibaren okuru etkisi altına alan, harika bir üçleme.
Bu seriye başlarken, aşk ve ihanet okuyacağımı düşünürken, dünya ekonomisini elinde tutan ailelerin yokoluşlarına, gücün ve hırsın içinde yüzdükleri, kimin dost kimin düşman olduğunun belli olmadığı, dengelerin her an değişebileceğini, dün dost bildiğinin bugün düşman olduğunu ama yine de gemini yüzdürmek istiyorsan, stratejik hamleler ile herkesi yanında tutman gerektiğine şahit oldum.
İkinci kitap öyle bir yerde bitmişti ki! Resmen işte bu! Sonunda her şey başlıyor demiştim. Tam da öyle oldu. Ama ben kitabın başlarını bambaşka hayal etmiştim, yalan yok. Bizim ikili tüm dünyaya karşı diye romantik hayaller kurmuştum. Yazarımız da sağ olsun tam ters köşe yaptı. Düşmanlar dost, aşıklar ezeli rakip oldu. Aşk gözlerini kör etti.
Baş karakterimizin, iki kitaptır yapmasını beklediğim her şeyi son kitapta takır takır yapmasına bayıldım.
Edward'ın, zekasına, gücüne ileri görüşlülüğüne ise ne desem az kalır.
Kitap muhteşem bir final yaptı. Bende kaç sezondur izlediğim bir dizinin sonuna gelmiş gibi yüreğim buruk kaldım.
Her güzel şeyin bir sonu vardır, değil mi?
Benim için en sevdiklerim arasında yerini aldı bile.
Rica etsem; beni Mavi Küre'ye atıp, lütfen orada unutabilir misiniz?