Her şey görünmeyenden kaynaklanır.
İnsan ruh , beden ve zihindir.
Böylece vibrasyonun yükselecek, enerjin değişecek. Çekim gücünün artacak ve evrensel yasalarla ve evrensel enerjilerine uyumlu hale geleceksin. Kendini gerçekten ve yürekten seviyor olduğunu hissedeceksin bu kez. Yaşam coşkun geri gelmeye ve seni hayata bağlamaya başlayacak. Pozitif düşünen bir ‘sen’ ortaya çıkacak.
Somuttan soyuta, görünenden görünmeyene, maddeden manevi olana ve manaya, nihayetinde özüne varacak bu yolculuğa hoşgeldin dostum.
...sen, zalim olmaya heves ediyorsun. Bu da kâfi derecede kötü ama yarın daha da beter olacak, çünkü eninde sonunda kaybedeceksin, o zaman da mazlum olacaksın, senin kıydıkların sana kıyacaklar...
Allah bilmez mi bir şeyi nasıl istediğimizi? Görmez mi? Yürekten isteyeceksin, böyle o an senin ellerin, gözlerin, saçların bile dua edecek. Sen öyle isteyeceksin ki gökteki kuşlar, yerdeki karıncalar bile seninle duaya duracak.
Allah bilmez mi bir şeyi nasıl istediğimizi? Görmez mi? Yürekten isteyeceksin, böyle o an senin ellerin, gözlerin, saçların bile dua edecek. Sen öyle isteyeceksin ki gökteki kuşlar, yerdeki karıncalar bile seninle duaya duracak.
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden,
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
CORIN
Unuttuğum binlercesi vardır.
SILVIUS
O zaman asla yürekten sevmemişsin!
Aşk yüzünden yaptığın aptalca şeylerden
En küçüğünü bile hatırlamıyorsan,
Bence sen hiç sevmemişsin.
Ya da şimdi benim yaptığım gibi,
Sevdiğini övmekten karşındakini bıktırmadıysan
Bence sen hiç sevmemişsin.
Ya da aşkımın bana yaptırdığı gibi,
Birden kaçıp gitmediysen,
Hiç sevmemişsin bence sen.
"Allah bilmez mi bir şeyi nasıl istediğimizi? Görmez mi? Yürekten isteyeceksin, böyle o an senin ellerin, gözlerin, saçların bile dua edecek. Sen öyle isteyeceksin ki gökteki kuşlar, yerdeki karıncalar bile seninle duaya duracak."
GÜVERCİNE MEKTUP
Pamuk kalplim, bir tanem, her şeyim.
Ey ışık saçarak cıvıldayanım. Zarafetini anlatmak ne mümkün! O beyazlığın, o pirüpaklığın, o parlaklığın! Kusursuz, kadife rüyam. Kanatlarının güzelliğiyle dünyayı aydınlatır, kanat çırpışlarınla göğü bulandırırsın. Ey cümle varlıkların damarlarında akan kanla dolup taşan merhamet. Ey bağışlanmış, dürüst bir yürekten gelen gözyaşlarının verdiği keder. Ey ruhumun anavatanı.
Ey ruhum.
Güce hükmeden şefkatli güçsüzlük.
Yaratılmadan önce sular üzerinde gezen sen. Tufandan sonra Nuh’un gemisinden ilk inen sen.
Bakıyorum kendime ve dünyaya, özünde sen varsın diye. Böylece sana bakmış oluyorum aslında.
Gümüş rengi saçların konfeti misali göğe yükselirken ben de uçuyorum seninle birlikte.
Biliyorum sen de hemen oracıktasın o güzel süzülüşünle, beyazlığınla.
Aziz, tertemiz ruhunla kal benimle.
Âmin! Âmin!
Seni avuçlarıma alayım, dudaklarımın bir köşesini gagala. Işık yayılsın gözlerinden ve dünyanın merkezinden. Aynı ışık ayaklarıma sıçrasın, oradan yayılsın dizlerime. İçsel ışık seli ara alsın kalçamı, belimi. Oradan ulaşsın kalbime sonunda alnıma… Dudaklarım, gül rengi gagalarında. Işığından kör olmuş, görmeyi unutmuş gözlerim.
İsa’nın Yuhanna’daki son sözlerini sarf ederim:
“Tamamlandı.”
temiz bir yürekten kopan bir çağır da neden bir keder tınısı duydum, neden acıyla burkuldu yüreğim?
eğer bir gün hayatım sana gerekecek olursa gel ve al onu..