“Türkçü ve Köycü” olduğunu
beyan eden Atsız Mecmua rejimin ve inkılâpların da yılmaz savunucusuydu. Bu dergi
ayrıca, daha sonra rejime ve inkılâplara muhalif bir tavır sergileyecek olan Hüseyin
Nihâl Atsız’ın öldüğü yıl olan 1975’e kadar devam ettireceği dergicilik faaliyetlerinin
ilk halkası olma özelliği gösterecekti. Ancak, Atsız Mecmua’nın yayına başlamasını
sadece basın-yayın sahasındaki bir vaka olarak görmek eksik bir tespit olacaktır. Bu
durum Türk fikir hayatının da en önemli olaylarından biridir. Zira Atsız Mecmua
yayınlanmamış olsaydı Ahmet Vefik Paşa, Şinasi, Mustafa Celâleddin Paşa gibi
münevverler tarafından tohumu atılan; İsmail Bey Gaspıralı, Hüseyinzâde Ali Turan,
Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp gibi birçok fikir adamı tarafından işlenerek belli bir
seviyeye getirilen Türkçülük, “Turancı” olmak vasfını yitirecek ve devlet elinde, belki
de, “Anadolu Milliyetçiliği”ne dönüşecekti.