Ağaç dalındaki gövdeden ayrılma eğilimini hiç fark ettin mi? Hep öteye öteye uzar. Gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. Özgürlüğe susamışlıktır. Genç hastalığıdır.
''Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?''
"Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?"
Saadet, hayatı olduğu gibi kabul etmektir..." demiş. Ne doğru söz! Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli...
Hz. Yakub'un güçlü ve gösterişli on bir oğlunun, Mısır'a gidecekleri zaman on bir kişinin tek bir adamın çocukları olduklarından dolayı onlara nazar değeceğinden korkan bir baba şefkatiyle: "Ey oğullarım! Hepiniz (Mısır'a) bir kapıdan girmeyin. Ayrı ayrı kapılardan girin. Bununla beraber Allah'tan size gelecek hiçbir şeyi sizden geri çeviremem. Hüküm ancak Allah'ındır." (Yusuf 12/67)
diyerek onları zararlı bakışlardan korumak istemesi, günümüzde evlatlarının, kalabalık ve mutlu ailelerinin fotoğraflarını sürekli sosyal medyaya servis eden Müslüman anne/babalar ve aileler için ibretlik dersler içermektedir.