Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İngilizler aflarını isteyenlere versinler mösyö, affı zalimler değil, mazlumlar verir. Çanakkale' de dövüşürken ne asi ne esirdik. Namuslu bir millet gibi dövüştük, öldük, öldürdük. Ne zamandan beri ve hangi milletle savaşılır da mağlup olduğu zaman ona katil denilir?"
Çünkü sınıfsaldı yaşamak. Zâlimler, haramiler aldı tüm gücümü. Gücüm yetersiz kaldı savaşamadım. Sıynlıp aradan sıvışamadım da.. Sözün özü: yaşamadım dünyamda, Şu kalleş yaşamda, Gerçek anlamda. Yaşamadım...
Reklam
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
SAİD NURSİ'NİN HRİSTİYANLAR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
"Şiddet-i şefkat ve rikkatten (acımaktan), bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden bîçârelere gelen felaketler, heläketler, sefaletler, açlıklar, şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki: Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o
Sayfa 416Kitabı okudu
En büyük zalimler, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkar.
Reklam
CUM‘ASÛRESİ
5. Tevrat’la yükümlü tutulup da onu taşıyamayanların durumu, koca koca kitaplar taşıyan merkebin durumuna benzer. Allah’ın âyetlerini yalan sayan kavmin misali ne kötü! Allah zalimler topluluğunu doğru yola çıkarmaz.
Gazeteler, haberler bize falanca idarenin yalandan muarızlarını, millet menfaati, milli huzur ve milli güvenlik gibi isimler altında nasıl tepelediğini, falan milletin tarih boyunca silah zoruyla alamadığı toprakları nasıl işgal ettiklerini haber veriyor. Bu idare, bu gazete ve haberler bize zayıfla kuvvetli, hakimle kölelerin trajedilerini hikaye etmektedirler. Bu dünya akla hayale gelmedik facialara, şeytanliklara, anarşizme ve korsanlığa sahne olmak için mi yaratılmıştır. Zalimler ve mazlumlar, yaptıklarının hesabını vermeyecek mi? Böyle bir dünya gerçekten eksik olduğunu ilan etmektedir. Ve bu noksanlığın tamamlanması gerekir.
iyice ağırlaştığında senli düşüncem parmaklarımı geçirip göğsüm üstünden öfkeyle ağlıyorum … zalimler deliyor çaresiz tenimi sensizliğime, en çok sensizliğime ağlıyorum
Sayfa 29
Zalimler kendilerine direnen herkesi toprağa gömerken onların birer tohum olduğunu düşünmezler.
Sayfa 277Kitabı okudu
Reklam
En büyük zalimler, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkar.
Lütfundan bir pay almak için halka alçakça dalkavukluk etmek, fazla iltifatlarla sevgi ve saygısını satın almak, birçok deli el çırpınca hararetle peşlerinden koşmak, bir çok gürültülü alkışla sarhoş olmak, tanrı tasviri gibi kendini zafer alaylarında taşıtmak, ya da ayak takımı görsün diye pazar yerinin ortasında havaya kaldırılmak kadar çılgınca bir şey var mıdır? İnsan adına bile layık olmayan kimselere takılan şu isimler, şu lakaplar, yapılan tanrısal törenler, en iğrenç zalimler için yapılan o açık tanrısallaştırmalar, bütün bu şeyler, ne kadar alay edilse gene az olan gülünç delilikler değil midir?
Kabalcı Yayınevi
Ey zebaniler, ey korku tüccarları, ey kibir heykelleri, vicdan fakirleri, zalimler! Bırakın kuzuların önünü. Geçip gitsinler ırmağın öte yanına. Anneleri bulur kokusundan onları. Mutlaka bulur. Bırakın kucaklaşsınlar…
Sayfa 121Kitabı okudu
Eskiden ölülerini gömmeyip, bir kulenin tepesine açığa bırakan kavimler yaşardı bu topraklarda. Topluluğun rahipleri kuleye gizlenip,yırtıcı kuşların ölüleri nerden yemeye başladığını izlerdi. Akbabaların ölüleri yediği kulenin adı: “Sessizlik Kulesi.” Türkiye’yi koca bir “Sessizlik Kulesi” yaptık en sonunda... Ölülerimizi zalimler yesin diye inşa ettiğimiz bir kule artık ülkemiz. Saklanıp bir şeylerin arkasına, dilsiz rahipler gibi bakıyoruz ölülerimize.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.