KOCA RAGIP PAŞA, HAŞMET VE FİTNAT HANIM ARASINDA ŞAKALAR Osmanlı şairlerinin en büyüklerinden olan Koca Râgıp Paşa ile en ünlülerinden Haşmet ve kadın şairlerimizin başında gelen Fitnat Hanım arasında bir takım latifeler yapıldığı rivayet olunur ve halk arasında bu latifelerin muhtelif şekilleri tekrarlanır. Bu üç şair, çağdaş oldukları için
Doğu-Batı, Kuzey-Güney, falan-filan.. Ah şu lanet olası kıyaslamalarınız
Yeryüzünün iki noktası, kuzey ve güney karşı karşıyaydı. İkisi arasında hem güç hem de karakter bakımından farklılıklar bulunmaktaydı. Bu farklılıklar sadece insanlar arasında değildi, daha birçok alanda da farklılık vardı. Mesela kuzeyde hayvanlar beyaz, güneyde ise siyah renktedir; kuzeydekiler beceriksiz, güneydeki insanlar ise yeteneklerle doludur. Kuzeydekiler mantık bilimlerinden, doğadan, bilgelikten, yaşam düzeninden, sanat çalışmalarından, ne de insanların kendini gösterebilecekleri faaliyetlerden anlamazlar. Ancak çok ataktırlar, dövüşte hızlıdırlar, cesaretlidirler, kendilerinden geçecek kadar sarhoş olur, Mars tanrısı şerefine yerlere şarap dökerler. Güneyde ise durum tam tersidir; insanlar çok yeteneklidir, zekidir, siyasette ve sanatta mükemmeldir, bilgilidir. Ancak girişimlerde yavaştır, dövüşte korkaktır, çoğu işsiz gezer ve bir şeyle çok uğraşmaktansa az ilgilenmeyi tercih ederler. Bir doğa bilimleri uzmanı bu durumu güneşe bağlamıştı. Güneş ışınlarını bir noktaya çok az yayıyor ve çok az ortaya çıkıyor, beyinleri insanların zeki olmalarını sağlayacak kadar ısıtmıyor. Ancak az gözükmesi sayesinde deriler sertleşiyor, kol ve bacaklar güçleniyor. Diğer noktada, yani güneyde ise güneş çok daha fazla bulunduğundan insanların zekaları için gereken ısı sağlanıyor. Ancak onları erkek yapacak kol ve bacakları güçsüz kalıyor. Ve bu nedenlerle de doğa bilimi ruhların bedenlerle birlikte değiştiğine işaret ediyor.
Sayfa 45
Reklam
Bu toprakların insanlarını çok seviyorum. Her birimiz çok farklı görünsek de bizde ortak çok şey vardır. Bu ortak şeyleri en çok şarkılarımızda, türkülerimizde, şiirlerimizde; onları söyleyenlerde, dinleyenlerde görüyorum. Bizim en neşeli şarkılarımızda bile, bizlere has ince bir hüzün vardır. Bizler başı dumanlı, göğsü çimenli dağlardan
Sayfa 155
Sabah, Serin rüzgârlara pencereni aç! Karşında fecirle değişen ağaç, Bak, seyret ağaran rengini ufkun Mahmur gözlerinde süzülsün uykun. Bırak saçlarınla oynasın rüzgâr. Gümüş çıplaklığı bir başka bahar Olan vücudunu ondan gizleme. Ne varsa hepsini boyun, saç, meme, Esirden dudaklar okşasın sevsin Mademki geceden daha güzelsin!
Insanliktan ümit kesmedim,fakat insana güvenmiyorum
Beden eğitimi fenaydı, voleybolsa en fenası. Beth topa bir türlü düzgün vuramıyordu. Ya topa sertçe şaplak atıyor ya da rasgele sektiriyordu. Bir keresinde parmağını o kadar kötü incitti ki hemen şişiverdi. Kızların çoğu kahkahalarla bağrışarak oynuyor ama Beth aynısını hiç beceremiyordu. ... Haksızlıktı bu. Sportmenlik Beth'i hiç
Reklam
86 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.