Derste hocamızın dediği gibi Zeynep Hanım'ı bir yere yerleştiremediğimiz kısım yine burası. Kendisine feminist diyemiyoruz çünkü hala birtakım nesneleri, kadın işi ya da erkek işi olarak kategorize etmekte. Yine de bunu da beklemek lüks olabilirdi, sonuçta insan şemalarını birden bir kenara atıp hayatına devam edemez. Hem feminist hareketleri bence doğarken yine bu formdaydı.
kışın geldiği vakit, insanların bir araya geldiği ve ozan, masal anlatıcısı ya da oraların yaşlılarının insanlara kurgular dünyasının kapıları açmaları, günlerini bir arada ve huzurla geçirmenin modasının geçmesi üzerine ne kadar yol kat ettik? ne zamandan beri masal anlatmıyoruz birbirimize? masal anlatıcılığın yerini bir şeyler doldurmaya çalışılıyor günümüzde ancak bunların hiçbiri hiçbir zaman masalın tatlı duygusal yerini kapatmayacak. bizim en yakın zamanda birbirimize masal anlatmamız gerekiyor. bir araya gelip gerekse arkadaşlarımızın arasında oturup kurgunun yumuşak, doğal ve şefkatli dünyasına bırakmamız gerekiyor. güncel zamanın yapay "petrolümsü" tadının yerine tanıdık anlatıcılığı tekrar tanımak benim kastım.
Yazarın diğer başlıkları arasında en çok dikkatimi çeken başlık bu oldu sanırım. Bell Hooks'un geniş perspektif ile olaylara bakabilmeinde özellikle hem bir siyahi hem de kadın olmanın dezavantajlarını pratik sahada yaşayan biri olmasının etkisi büyük.
Zorla gerçekleştirilen kadın sünneti, Tayland'daki seks kulüpleri, Afrika, Hindistan, Ortadoğu ve Avrupa'daki kadınların peçeyle örtünmeleri, Çin'deki kız çocuklarının öldürülmeleri gibi küresel meseleler önemini hâlâ koruyor.
Bölüm başından sonuna kadar takıldığım kısım yok denecek kadar yoktu ancak sonuna geldiğim vakit yazarın "feminist kanallar olmalıdır!" iddiası beni düşündürdü. Bence feminizm iddiası tek bir kanaldan çok kanalların içinde sindirilmiş bir iddia olarak varlığını sürdürmeli. Mesela eğer o kanal bir çocuk içerikleri üreten kanalsa cinsiyetçi ayrımları da unutmadan üretimler yapmalı.
Bir trafik kazasına rastlamıştım. Olay yerinin hemen yanında birkaç kuzunun orada otladığına rastlamıştım. Bir tarafta kan revan insanlar etrafa yayılmıştı, öbür yandan kuzular otlamaya devam ediyordu. İşte o anda tüm sorgulamalarımın ve çabalarımın yerinde olduğuna karar verdim.