Tam bir Ahmet Ümit kitabı. Heyecan, ter köşe, İstanbul sokakları, ölümler, koşturmaca.. Yazarın okuduğum eserlerine bakınca duygu durumum hep zikzak. Bazısı beni hayran bırakıyor bazısı da yazarın hatrına okunurdu dedirtiyor. Ama bu kitabı Kayıp Tanrılar Ülkesi kitabından sonra en sevdiklerim de yer alabilir.
Aslında konu ne iken ne oldu. Adının da verdiği gizemle kitabı dinsel Grange tarzı bir konu üzerine gider derken final çok başka noktaya getirdi. Katil hep bir acaba dedirtti ama son , kaliteli bir bitirişle beni memnun etti. Hani hep hikaye yürür, katili bulduk derken son 20 sayfa hiç adı geçmeyen biri girer hikayeye katil o olur ya da başlarda birinden bahsedilir sonra o karakter unutulur en son bakarız katil odur falan, ben en çok bu kitapta öyle olmayışını sevdim. Okuyanlar ne demek istediğimi anladılar bence :)
Keyifle okudum,bir süre bu tat damağımda kalsın. Az ara Ahmet Ümit okumalarına ;)
İyi okumalar