463 syf.
10/10 puan verdi
8 mart dünya kadınlar günü değil, emekçi kadınlar günüdür ....Hediye verme, kutlama değil bu mücadeleyi haykırma günüdür.Katledilen kadınları, cinsel saldırıya uğrayan kadınları, tacize maruz kalan kadınları, intihara sürüklenen kadınları, şiddet gören kadınları, hayatları elinden alınan kadınları, emeği sömürülen kadınları, çocuk yaşta evliliğe zorlanıp ömürleri zindan olmuş kadınları, özsavunması bile cezalandırılan kadınları tanıma, bilme ve anlama günü.sanki kendisi içecekmiş gibi fabrikada tütün saran kadının günüdür.
kendisinin belki de asla sahip olamayacağı mobilyayı, onunmuş gibi hayaller kurarak silen cefakar gündelikçinin günüdür; elinde törpüyle onu izleyen kadının değil.
çalışan, yorulan, gözlerinln altı uykusuzluktan mosmor olmuş ve hala şarabını vermesi için üzüm gibi ezilen kadının günüdür.
sofradaki yeri öküzümüzden sonra gelen kadının günüdür.
çalıkuşu feride'lerin, dayaktan uslanalı hiçbir şey sormayan ünzile'lerin, uçurtması vurulan inci'lerin günüdür.
Ev emekçisi, akademisyen, trans, ateist, dindar, laik, anne olan, anne olmayan, seks işçisi, öğrenci, siyasetçi, işsiz, engelli, kürt, suriyeli, alevi, evli, bekar, depresif, mahpus bütün emekçi kadınların günüdür.
Ama hepsinden çok, korkmayan, yılmayan, direnen kadınların günüdür.
pahalı hediye, çiçek, mesaj beklemeyen kadınların günüdür. #8martemekcikadinlargünü
Zindan ve karanlık
Zindanmış bu karanlık oda
Ne gam
Bana, imanımın ışığı yeter
Ellerim mi kelepçelenmiş arkamdan
Tutsak edilemez ya düşünceler
Paslı kilit ve demirlerle çevrili olsa da odam
Sınır tanımaz ki hayaller...
"Sevmeyi bilmiyorsunuz, dokunmayı bilmiyorsunuz, anlamayı ve anlaşmayı bilmiyorsunuz.
Kırmayı, dökmeyi, öldürmeyi, yok etmeyi aşk zannediyorsunuz.
Bir kadının saçlarını okşamayı, onu aşkla öpmeyi, onun kalbini, her halini sevmeyi bilmiyorsunuz.
Yanında olmayı, kol kanat olmayı bilmiyorsunuz, siz bunu seçiyorsunuz.
Ya hayatı zindan ederek, süründürerek yaşatıyorsunuz ya da yok edip öldürüyorsunuz.
Böyle yapacaksanız sevmeyin tamam mı?
Hayaller kurdurtup, sonra o hayalleri başlarına yıkmayın.
Sadece bir yara oluyorsunuz.."
Umut etmek nedir?
Umut etmek hayal kurmak ile bir midir?
Bizler; geleceğimize dair hayaller kurarken yaşamaya, okumaya, sevmeye, mutlu olmaya dair umutlar besler ve büyütürüz içimizde. Benliğimizde büyüttüğümüz istekler ya bir hayale ya da bir umuda dönüşür. Biz genelde umut ederek yaşarız keza bir şeylerin iyi olmayacağını bilerek yaşamak, hayatına devam etmek yorar insanı; en çokta ruhunu... Hayal kurarız belki, hatta gerçekleşmez ve usumuzda yer edinmeye devam eder. Olmasa da olur hayaller, gerçek olmasa da yeni hayaller kurarak ve kurmasa da kurabileceğimizi bilerek devam ederiz yaşamaya. Çünkü o an hayallerimiz gerçekleşmese bile umut etmeye devam ediyoruzdur. Olmayacağını bile bile hayal kuruyorsak bu bir gün güzel ve hoş şeylerin olacağına dair beslediğimiz umutlardır. Umut etmek ve hayal kurmak tam da bu yüzden bir değildir.
Umudunuzu yitirmeyin, yitirmeyin ki sizin için yaşamakta hayal kurmakta olası ve daha kolay olsun. Umudunuzu kaybederek hayatınızı zindan etmeyin, aldığınız nefesleri kendinize haram kılmayın, sizinle yaşamaya yoldaş olan bedeninizi harap etmeyin ve korkmayın bir şeyler olmayacak, gerçekleşmeyecek diye. Umudunuz varken, hayal kurabiliyorken ve sizler çabalıyorken olmayacak hiç bir şey yok!
Asiye BAYAT
Âyâ görmüyor musun ki, bir adamın cüz'î bir emirden me'yus olması ve vehmî bir emelden ümidi kesilmesi ve ehemmiyetsiz bir işten inkisar-ı hayale uğraması sebebiyle tatlı hayaller ona acılaşıyor, şirin vaziyetler onu tazib ediyor, dünya ona dar geliyor, zindan oluyor. Halbuki senin şeametinle, kalbinin en derin köşelerinde ve ruhunun tâ esasında dalalet darbesini yiyen ve o dalalet cihetiyle bütün emelleri inkıtaa uğrayan ve bütün elemleri ondan neş'et eden bir bîçare insana hangi saadeti temin ediyorsun? Acaba zâil, yalancı bir cennette cismi bulunan ve kalbi, ruhu cehennemde azab çeken bir insana mes'ud denilebilir mi? İşte sen bîçare beşeri böyle baştan çıkardın, yalancı bir cennet içinde cehennemî bir azab çektiriyorsun. (17.Lem'adan)
Sayfa 181 - Rnk-2012 basım s. 144Kitabı okudu
ZİNDAN VE HAYALLER
Zindanmış bu karanlık oda
Ne gam !
Bana, imanımın ışığı yeter...
Ellerim mi kelepçelenmiş arkasından ?
Tutsak edilemez ya düşünceler !
Paslı kilit ve demirlerle çevrili
Olsa da odam,
Sınır tanımaz hayaller...
Muhsin Yazıcıoğlu
Dilsiz bir yankıya dönerdi hayat denilen. Eğer ahiret olmasaydı, bir yere gitmeyip durakta öylesine beklemenin katmerli saçmalığıyla düğümlenirdik. Acılarımızın, kederlerimizin, yalnızlıklarımızın üzerindeki kutsallık mührü kalkar, zelil mahluklara dönerdik.Soylu amaçlar bir bir katledilirdi eğer bir diyar-ı âher olmasaydı.
Ne hafızanın bir manası
Ey küfür ve küfrânı dağıtıp neşreden bedbaht ruh!
Acaba hem ruhunda, hem vicdanında, hem aklında, hem kalbinde dehşetli musibetlerle musibet-zede olmuş ve azaba düşmüş bir adamın cismiyle, zahirî bir surette aldatıcı bir zînet ve servet içinde bulunmasıyla saadeti mümkün olabilir mi?
Ona mes'ud denilebilir mi?
Âyâ görmüyor musun ki, bir adamın cüz'î bir emirden me'yus olması ve vehmî bir emelden ümidi kesilmesi ve ehemmiyetsiz bir işten inkisar-ı hayale uğraması sebebiyle tatlı hayaller ona acılaşıyor, şirin vaziyetler onu tazib ediyor, dünya ona dar geliyor, zindan oluyor.
Halbuki senin şeametinle, kalbinin en derin köşelerinde ve ruhunun tâ esasında dalalet darbesini yiyen ve o dalalet cihetiyle bütün emelleri inkıtaa uğrayan ve bütün elemleri ondan neş'et eden bir bîçare insana hangi saadeti temin ediyorsun?
Acaba zâil, yalancı bir cennette cismi bulunan ve kalbi, ruhu cehennemde azab çeken bir insana mes'ud denilebilir mi?
İşte sen bîçare beşeri böyle baştan çıkardın, yalancı bir cennet içinde cehennemî bir azab çektiriyorsun.
Sayfa 133 - Sözler Neşriyat. San. Tic. A.Ş.. şeamet-uğursuzluk, kötülük) dalalet-doğru yoldan sapma, sapıtma) inkita-kesilme) elem-acı, dert) zâil-geçen, geçici, tükenenKitabı okudu
İlk defa hayal ve düşlerin sırrını keşfetmeye çalıştım ve yavaş yavaş hayal ve düşlerden meydana gelmiş çocuk oyunlarımızın yardımıyla anladım ki,berrak ve sade düşlerle hayaller, çoğu zaman bizi hayal ve düşlerimizden uzaklaştıran ve bize hayatı zindan eden düşünce ve zihniyetlerden daha güçlü, öte yandan da hiçbir zaman gam,keder,korku,yalan dolan, çaresizlik ve sıkıntılarından kurtulamayan hayatımızın gerçeklerinden de daha gerçektir.
İthaki YayınlarıKitabı okudu
