Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Neyse bugünlük bu kadar yeter sınırları zorlamayalım
Çalışma sapkınlığı işçilerin yüreğine şeytancasına kazandığına göre, bu tutkunun gerektirdikleri tüm diğer doğal güdüleri bastırıyorsa ve topluma gereken iş miktarı zorunlu olarak tüketimle ve hammadde bolluğuyla sınırlıysa neden tüm yılın işini altı ayda bitirelim ki? Niye o iş miktarını on iki aya eşit ölçüde yayıp her işçiyi de altı ay boyunca sindiremeyeceği on iki saatlik mesailer almak yerine yıl boyunca altı ya da beş saat mesaiyle yetinmeye zorlamayalım?
Sayfa 37 - CanKitabı okudu
Reklam
Olmuyor işte boşuna zorlamayalım.
Bazı yaralar kapanmaz arkadaşlar. Çok da zorlamayalım.
"... çalışma sapkınlığı işçilerin yüreğine şeytancasına kazandığına göre, bu tutkunun getirdikleri, tüm diğer doğal güdüleri bastırıyosa ve topluma gereken işi miktarı zorunlu olarak tüketimle ve hammadde bolluğuyla sınırlıysa; neden tüm yılın işini 6 ayda bitirelim ki? Niye o iş miktarını 12 aya eşit ölçüde yayıp her işçiyi de 6 ay boyunca sindiremeyeceği 12 saatlik mesailer almak yerine yıl boyunca 6 ya da 5 saat mesai ile yetinmeye zorlamayalım?"
Sayfa 37 - proletaryanın çılgınca iş istenci , aslında kendi yaşam koşullarını daha da zorlaştırmıştır.
İlhamın kapılarını açık bırakmak istiyorsak onu zorlamayalım, ilham ancak ruhumuzun serbest zamanında bize görünür.
Reklam
Günaydınnnnn 2 gün üst üste iyi gün oldu bugün şansımızı zorlamayalım.
İnsan Yüz Kapılı Bir Saraya Benzer… insanların kapalı kapılarını zorlamayalım,açık kapılarını arayalım.
Sayfa 310 - B.S.NKitabı okudu
Meşguliyeti bir kılıf gibi üzerimize kuşansak da bu meşguliyet gerçekte hiç de üretken değil. Aşırı meşguliyet bir tür zihinsel tembelliğe işaret eder. Üretkenlik sadece hız ve etkinlik demek değil, farklı ve sezgisel düşünebilmeyi de gerektiriyor. İlhamın kapılarını açık bırakmak istiyorsak onu zorlamayalım ilham ancak ruhumuzun serbest zamanlarında bize görünür.
İlhamın kapılarını açık bırakmak istiyorsak onu zorlamayalım, ilham ancak ruhumuzun serbest zamanında bize görünür.
Reklam
İlhamın kapılarını açık bırakmak istiyorsak onu zorlamayalım, ilham ancak ruhumuzun serbest zamanında bize görünür.
Sayfa 54 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Aşırı meşguliyet bir tür zihinsel tembelliğe işaret eder. Üretkenlik sadece hız ve etkinlik demek değil, farklı ve sezgisel düşünebilmeyi de gerektiriyor. İlhamın kapılarını açık bırakmak istiyorsak onu zorlamayalım, ilham ancak ruhumuzun serbest zamanında bize görünür.
Burası on beşinci evin hemen önü. Ben Kumru Sonat, dizlerime kadar bir çamurun içinde ve niye buradayım bilmeden diğer üç arkadaşımla belirsizliğe doğru yürüyorum. Ellerimizde el fenerlerimiz, görmeyi umduğumuz tek şey ise Uraz. Aklımda binlerce soru, kafamın içinde dönüp duran korkunç senaryolar... On dördüncü eve bizden önce ulaşan Uraz nasıl olmuştu da on beşinci eve ulaşamamıştı? Yoksa bu bir oyun muydu? Onu takip etmek için kendimizi zorlamayalım diye bize bir işaret bırakmadan kapıya doğru olan yolculuğuna devam mı etmişti? Bunu yapmış olabilir miydi? İçinde bulunduğumuz plato artık giderek bir mezarlığa dönüşüyordu. Kocaman, kapkaranlık, sırılsıklam bir mezarlık. Peki burası içimizden birine gerçekten bir mezar olur muydu dersiniz? Yoksa bir gün hep birlikte o kapıdan çıkabilecek miydik? Bir gün sesimizi yukarıda olan birilerine duyurabilecek miydik?
“Meşguliyeti bir kılıf gibi üzerimize kuşansak da bu meşguliyet gerçekte hiç de üretken değil. Aşırı meşguliyet bir tür zihinsel tembelliğe işaret eder. Üretkenlik sadece hız ve etkinlik demek değil, farklı ve sezgisel düşünebilmeyi de gerektiriyor. İlhamın kapılarını açık bırakmak istiyorsak onu zorlamayalım, ilham ancak ruhumuzun serbest zamanında bize görünür.”
127 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.