Basit bir ekmek hamuru. Dostluk , aile ve komşuluk ilişkilerini düzeltmede ne kadar rol oynadığıni bu kitapta yazar ustaca kaleme almış. Tatlımsı ekmek yapıyorsunuz dörde bölüyorsunuz üç hamuru pişirip hiç tanımadığınız komşunuza veriyorsunuz. Bir parçasını maya olarak saklıyorsunuz.. Özlenen sıcak komşuluk ve dostluk ilişkilerini anımsatıyor bize.
Kitapta yabancı isimler çok fazla ve bende bunları aklımda tutmakta zorlandığım için kısaca şöyle yorumlayacaģım.
Kitap üç ana karakter çevresinde gelişiyor. Julia.....oğlunu kaybetmiş bunun sorumlusu olarak kız kardeşi tutuyor. Ve onu asla affetmiyor. Yaşama sevincini yitiriyor
Hannah....Ünlü bir cellist hayatta yanliz kalmamış hep kocasının gölgesinde yasamış. Bir gun aniden başka kadın yuzunden onu terk etmesiyle yanlız kalmıştır.
Modeline....kocası öldükten sonra oturdukları eski evin altını kafe ve restoran çevirir. Kahramanlarımız bu kafede tanısirlar ve aralarında güçlü dostluk başlar. Ekmek hamuru. mayası Julia'nin kapısının önüne kimliği belirsiz kişi tarafından konulmuştur. Basit bir ekmek hamuru değildir. Amiş dostluk ekmeğidir. Ve bu ekmek başta Julia olmak üzere bütün kasaba halkına minik dokunuşlarla nasıl değiştiğine şahit olacaksınız.. Kitabın başında fazla yabanci isimler kafamı karıştırıyor olsada ilerleyen sayfalarda taşlar yerine oturuyor. Sımsıcak bir kahve battaniye altında okunacak bir kitap.
Kitapla kalın...
Çevremiz bizi şekillendirse bile nasılsak öyle doğarız. Julia bunu isminin hakkını veren Gracie'de defalarca görmüştü. Gracie. Julia ona asla " Kendin ol," demek zorunda kalmıyordu çünkü Gracie her zaman öyleydi.