DİN-YOBAZLIK:
Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
ATSIZ'DA ASKERLİK-ORDU-SAVAŞ-DİSİPLİN
31 Ağustos 1962 tarihinde çıkan Millî Yol dergisinin 31. sayısını elimize alınca, İzmirli Türkçü gençler olarak ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum. Orta sayfada Atsız'ın "30 Ağustos ve Türk Ordusu" başlıklı yazısı yer alıyordu. Yazıyı defalarca okumuş, birbirimize aktarmıştık. O
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT
Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Değerli okurlarım çekilişe katılmak için tek yapmanız gereken bu gönderiyi beğenmek ve sadece 3 arkadaşınızı yorumlara etiketlemeniz yeterli 31 Mayıs ta açıklanacak
Kargo ücreti bana aittir sizden herhangi bir ücret istenmeyecektir...
1) Kişiye Çağlayan Yılmaz
Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Mesele, bunun da paylaşımını sağlamaya çalışmaktan ibaretti.
...
Neyin ve kimin dokunulmazlığı için
" kimden " ne gibi yardım sağlanmak isteniyordu?
Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız
" bağımsız yeni bir Türk Devleti " kurmak!
İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamasına başladığımız karar, bu karar olmuştur.
Bu kararın dayandığı en güçlü mantık:
Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu temel ilke ancak
tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir.
...
O halde, ya bağımsızlık ya ölüm!
(Sayfa 9)