Hesse'nin ben de bıraktığı etkiye dair ;
Siteye üye olmadan önce bir arkadaşımın Hesse'yi okumalısın tavsiyesi üzerine
Siddhartha ile adımımı attım ve sevdiğimi hissettim. Devamını getirmek, eserlerini okumak anlam kattı hayatıma . En çok kendimi bulduğumu hissettiğim yazar olarak gördüm ve kalbimdeki yeri
1. Adıyaman Süleyman: Okul Uygulama Bahçeleri • Kendi Yayını 4. Bası 1963
2. Ağanoğlu Halit: Köy Enstitüleri Yolunda • İstanbul, 1949-A Sait Basımevi
3. Akalın Bedri: Köy Enstitülerinde Müzik Eğitimi Klavuzu • İstanbul, 1945-Milli Eğitim Basımevi
4. Akın Galip: Tonguç'un Kır Çiçekleri • Güldikeni Yayınları -
✍️1984 ve Hayvan Çiftliği gibi iki kült romanın yanında dünya edebiyatına pek çok eser bırakan, distopya türünün en önemli temsilcilerinden George Orwell’ın (25 Haziran 1903 – 21 Ocak 1950) hayatındaki bazı dönüm noktalarına kısaca göz atalım… 🔎
1- George Orwell, gerçek adıyla Eric Arthur Blair, 25 Haziran 1903'te İngiliz sömürgesi
Almanların dünyayı ele geçirmek için, İngilizlerin İngiltere’yi savunmak için, Amerikalıların da hatıra eşya satın almak için savaştıklarını söylerler. Bir bakıma doğrudur bu söz. İki bölük Amerikan askerinin yeryüzündeki en büyük piramidi yirmi dört saat içinde yerle bir edip taşlarını götürebilecekleri ileri sürülüyor. Bu satırların yazarı, asker çadırlarının içinde değersiz ne eşyalar görmüştür... Cezayir’in, Palermo’nun, Messina’nın, belki de şu anda Salerno’nun karanlık yoksul evlerinde Amerikan erlerine satmak için rengârenk kumaşlar dokunuyordur.
Palermo sokaklarında bir asker dolaşıyordu geçenlerde. Elinde elli dolara satın aldığı alçıdan bir melek heykeli vardı. Kocaman bir heykeldi. Asker, Amerika’ya nasıl götürecek onu, bilmiyorum. Herkes, buralarda satın aldığı eşyaları vatana götürmeye kalksa Amerika’da oturacak oda kalmaz zaten. Kuzey Afrika şehirlerinden birinin postanesi, bir askerin karısına armağan olarak gönderdiği kavanozu bundan iki-üç hafta önce geri çevirmişti. Kavanozun içinde alkol, alkolün içinde de bir elin beş parmağı duruyordu. Sorunca, gözü pek, savaşçı vatandaşımızın bu kavanoza tam 1000 frank verdiğini öğrendik.
Salerno’da eski Yunan tapınakları var. Bu tapınaklar tam üç bin yıl nice akınlara, saldırılara, felaketlere karşı koymuş. Ne sel, ne zelzele... Ama şimdi, Amerikan askerleri iki hafta içinde kuşa çevirdiler bütün tapınakları. Herkes, sevdiği kıza, kadına bir parça “tarihi taş” götürmek için seferber olmuştu. Tapınakların bu hayranlara dayanamayacağı sanılıyor.
Necmettin Erbakan (29 Ekim 1926, Sinop - 27 Şubat 2011, Ankara), Türk siyasetçi, mühendis, akademisyen ve Türkiye başbakanı. Başbakanlık görevini 28 Haziran 1996 ile 30 Haziran 1997 tarihleri arasında sürdürmüştür. 28 Şubat sürecinden sonra istifa etmeye zorlanmıştır ve kendisine 5 yıl süreliğine siyaset yasağı getirilmiştir. Kayıp Trilyon
BARIŞ MANÇO
Saygı ve özlemle anıyorum.
02.01.1943
"Bir gün ölürsem,öldüğüm günü değil,doğduğum günü hatırlayın."
Barış Manço kimdir?
Barış Manço, 2 Ocak 1943 tarihinde, Rikkat ve Hakkı Manço çiftinin dördüncü çocukları olarak Moda’da dünyaya geldi. Annesi Rikkat Hanım, Türk Sanat Müziği sanatçısıydı. Aileden gelen yeteneğiyle
bianet.org/yazi/meina-ital... detaylı bilgi için....
* 1943’te Mussolini faşizmi ve Nazi zulmüyle gölgelenen cennetten bir köşe olan Stresa’da gerçekleştirilen ve 57 Yahudi’nin ölümüyle sonuçlanan katliamı konu alan bir kitapla karşınızdayım bu sefer...
***Roman katliamdan son anda
Mustafa Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925'te İstanbul Beşiktaş'ta doğdu. İstanbul ve Ankara Konservatuvarlarında öğretmenlik yapmış olan annesi Fatma Nazlı Hanım, Türkiye'nin ilk profesyonel kadın ressamlarındandır. Babası Ahmet Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi'nde adli tıp profesörlüğü yapmış, 1943'te CHP'nin Kastamonu milletvekili olmuştur.
Mustafa Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925'te İstanbul Beşiktaş'ta doğdu. İstanbul ve Ankara Konservatuvarlarında öğretmenlik yapmış olan annesi Fatma Nazlı Hanım, Türkiye'nin ilk profesyonel kadın ressamlarındandır. Babası Ahmet Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi'nde adli tıp profesörlüğü yapmış, 1943'te CHP'nin Kastamonu milletvekili olmuştur.
Orhun (1943-1944)’un ilk sayısı 1 Ekim 1943’te, 22 Haziran’daki Bakanlar
Kurulu kararından aylar sonra çıktı. 1933-1934’te yayınlanan Orhun’un devamı olduğu
için 10. sayıdan başlamıştı. Fakat daha çok Türk Sazı’nın devamı gibiydi. İki derginin
kapak düzeni neredeyse aynıydı. “Türk Sazı” yerine “Orhun” yazıyordu. İkisinin de
fiyatı 25 kuruştu.
Evet; Ankara, Lozan'da istediğini aldı… Peki, ne istedi?
Tam yüz yıldır Lozan'ın "zafer mi; yoksa hezimet mi" olduğunu tartışıyoruz. Çünkü, baktığınız yere göre her ikisi de doğru görünmektedir. Elbette kim için zafer ve kimler için hezimet olduğu önemlidir. Gelin bu "derin" karanlığı; belgeler ışığında aydınlatmaya
ÖTÜKEN
15 Ocak 1964 ile Kasım 1975 tarihleri arasında 143 sayı yayınlanan Ötüken, bu özelliğiyle Atsız’ın dergileri
arasında en uzun ömürlüsüdür. İlk 11 sayısında, yayıncıları tarafından, “Her Ayın Onbeşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü
Dergisi” olarak nitelenen Ötüken’in bu düsturu 11 sayıdan sadece 6’sında tutturulabilmiştir (Bu sayılar şunlardır: 1,