1950 yılında bir kaza daha geçirdi. Ankarada, karanlık bir sokakta, belediye tara fından kazılan, fakat gece işaret konmıyan bir hendeğe düştü. Başı adam akıllı zedelendi. İki gün sonra İstanbula geldi. Vücudundaki sızılardan şikayet ediyordu. 14 kasım salı günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken, fenalık geçirdi. Hastahaneye kaldırıldı.
Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan baygınlığın sebebi ilkin hekimler tarafından anlaşılamadı. Alkol zehirlenmesine karşı tedavi yapıldı. Orhan Veli saat 20 de komaya girdi. Bütün gayretlere rağmen 14 kasım salı gecesi saat 23.20 de komadan kurtulamıyarak Cerrahpaşa hastqhanesinde hayata gözlerini yumdu.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
orhan veli
[13 Nisan 1914, İstanbul — 14 Kasım 1950, İstanbul]
Ne yazık ki şiirimizin bu önemli şairi, henüz kendi şiirini kurma, yeni bir mecraya oturtma dönemindeyken 14 Kasım 1950'de Ankara'da bir çukura düşer. İki gün sonra da İstanbul'da beyin kanamasından aramızdan ayrılır; henüz yıktıklarının yerine tam istediği biçimiyle yenilerini koyamadan.
Son yıllarında ilke edindiği basitlikten, tek ve küçük adamın sorunlarından insanlığın genel sorunlarına doğru bir gidiş, şiirlerinde ise büyük şiire doğru bir dönüş görülen bu güzel şairimiz için "Türk şiirinin kavgasını kazandı, kendi şiirinin kavgasını kaybetti" diyen C. Süreya'nın bir değerlendirmesiyle bitirmek istiyorum: "Ahmet Muhip Dıranas, A.H.Tanpınar ortaya çok güzel yapıtlar koydular, ama ne kendi günlerinde ne de daha sonra bir işlevleri oldu. Buna karşılık Orhan Veli'nin büyük bir yapıtı yoktur, ama büyük bir işlevi vardır."
''Buna göre beş yaşında mutfaktaki tavada köfte kızartılırken usulca tavanın yanına sokulmuş, elindeki çatalı köftelerden birine saplamak istemiş, çatal kayıverince kızgın yağ üstüne dökülmüş, ağır şekilde yanmış. Kız kardeşi Füruzan Yolyapan verdiği bir mülakatta ağabeyi Orhan Veli'nin bu yanık neticesiyle sırtında kalıcı yanık
“Genç şair ve eleştirmeciler onun için bir kaç kitap yazsalar çok yerinde olur. Aradan bir on sene geçsin, kıymeti daha çok anlaşılacak gibime geliyor. Bir genç şair eleştirmecinin onu uzun uzun, seve seve bize anlatmasını bekliyorum”, demiş Sait Faik.
Bu kitap o kitap işte. Önüme düştü şair hakkında araştırmalar yaparken. İyi ki düşmüş.
Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan şairdir. Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlamıştır.
13 Nisan 1914, Beykoz, Türkiye'de doğan yazar, 14 Kasım 1950, İstanbul'da vefat etmiştir.
Bütün ŞiirleriOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 202423,9bin okunma
“10 Kasım 1950 gecesi bir kaç günlüğüne geldiği Ankara’da bir kaza geçirdi. Karanlık bir sokakta yürürken belediyenin kazdırdığı bir çukura düştü ve başından yaralandı. İki gün sonra İstanbul’a geldi. Ağrı ve sızılardan şikayet ediyordu. 14 Kasım Salı günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirdi ve hastaneye kaldırıldı. Alkol zehirlenmesi teşhisi kondu ve tedavi edildi. Halbuki düşme dolayısıyla beynindeki damarlardan biri çatlamış ve beyin kanaması olmuştu. Saat 20’de komaya giren Orhan Veli bütün gayretlere rağmen kurtarılamayarak 14 Kasım Salı gecesi 23.20’de Cerrahpaşa hastanesinde vefat etti.”
Orhan Veli, Ankara'da bir gece sokakta belediye çukuruna düştü ve başından yaralandı (10 Kasım 1950). İki gün dinlendikten sonra İstanbul'a gitti. İstanbul'da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirdi ve hastaneye kaldırıldı (14 Kasım 1950) . Alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi edildi, ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı gün akşama doğru komaya giren Orhan Veli, geceleyin saat 23.20'de hayata gözlerini yumdu. Şiirlerinden yapılan seçmeler İngilizce, Fransızca, Rusça, Yunanca gibi çeşitli dillere çevrildi.
Orhan Veli Kanık'yi birlikte inceleyelim, Şairle şiiri, yasamın dan kesitleri, ve yazdıklarını okuyalımhadi buyurun o halde :
Orhan Veli Kanık kimdir?
(d. 13 Nisan 1914, İstanbul - ö.14 Kasım 1950, İstanbul), daha çok Orhan Veli olarak bilinen Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı
İstanbul'dan ayva gelir, nar gelir, Döndüm baktım, bir edalı yar gelir.
Gelir desen dar gelir;
Gün aşırı alacaklılar gelir.
Anam anam, Dayanamam, Bu iş bana zor gelir..
Oktay Rifat bu durumu "Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı.
Cep delik, cepken delik, Yen delik, kaftan delik, Don delik, mintan delik;
Kevgir misin be kardeşlik!
Ömrü boyunca yoksulluk çeken, kışı bir ceketle geçiren, buna rağmen aşktan bir şiirden asla vazgeçmeyen Büyük şair Orhan Veli 14 Kasım 1950'de, 36 yaşında "bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirdi. Hastaneye kaldırıldı" ve ne yazık ki kurtarılamadı. Ölümüne dair net bir sebep söylenmesi de beyin kanaması geçirdiği sabitti. Doktorlar bir alkol koması dediler, bir uyuşturucu kullanımı, ancak ikisi de gerçekdışıydı. Adnan Veli, abisinin belediyenin açtığı çukura düştüğü için beyin kanaması geçirdiğini yazdı sonradan, ama Haluk Oral'ın bahsettiği üzere bu olay çok evvelden gerçekleşmişti ve Adnan Veli, abisi vefat ettiğinde cezaevindeydi, yani esas sebep bu da olmayabilirdi.
Sayfa 10 - Kafka Okur Fikir, Sanat ve Edebiyat Dergisi. Sayı 72Kitabı okudu