Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
528 syf.
2/10 puan verdi
Konusu: 1915 ve 1937-38 yıllarında Ermeni soykırımı yaşandığını, geri kalan Ermeni nüfusunun sürgün edildiğini, Ermenilerin sırf Ermeni oldukları için asimilasyona uğradıkları, ırkçılığa maruz kaldıkları, nüfus kayıtlarındaki din hanesinin Hıristiyan yerine İslam yazıldığı, Ermeni isimlerinin Türk isimlerle değiştirildiği iddia ediliyor. Ayrıca
Alevileştirilmiş Ermeniler
Alevileştirilmiş ErmenilerKazım Gündoğan · Ayrıntı Yayınları · 20222 okunma
·
Puan vermedi
Taha Akyol'a mesafeli biriydim Milliyette yazarken köşe yazılarını okumuşluğum var . Keskin bir dili olmayan suya sabuna dokunmayan yazarlardan biridir . Lakin ''1914-1915 felaket yıllarında Osmanlı ve Ermeniler '' kitabında oldukça başarılı . Bu kitap defalarca kitapçılarda karşıma çıkmasına rağmen alıp okumadım nedeni
1914-1915 Felaket Yıllarında Osmanlı ve Ermeniler
1914-1915 Felaket Yıllarında Osmanlı ve ErmenilerTaha Akyol · Doğan Kitap · 201556 okunma
Reklam
Özdeyişler - Filozoflar
_Büyücü elini şıklattı, fakirlik yok oldu; büyücü bir kez daha elini şıklattı, savaşlar yok oldu. Politikacı elini şıklattı; büyücü yok oldu. _Halinize şükredin, zira Allah sizi Amerika, İsviçre ya da Fransa gibi bir ülkede yaşayan, her türlü sosyal hakka sahip, mutlu ve huzurlu zengin bir kâfir olarak da yaratabilirdi. _Yücelmek için özür
Politik Yorumlar
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
_Manyetizma, X, Alfa-Beta-Gama, Çakra
_Frekans - Titreşim, bir eylemin saniyedeki tekrarlanma sıklığı. Tesla’ya göre evren, kocaman bir titreşimdir. Einstein’e göre her şeyin özü enerjidir; her şey titreşen atomlardan oluşmuştur ve madde diye bilinen şey bile titreşen enerjidir. _İnsan zihni, elektrokimyasal enerjiyle çalışır ve farklı dalga boylarında frekanslar yayar ve bu manyetik
Reklam
214 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Her zaman Anadolu insanı, yurdum insanı diye bir tabir vardır. Bu tabir Anadolu insanının ne kadar misafirperver, iyi niyetli vs olduğu ile ilgilidir. Ama bu kitapta gerçekleri görmüş olduk okursanız bana hak vereceksiniz Anadolu’nun geri kalmış köyleri tam olarak burada anlatıldığı gibi. Nasıl mı? Empati yoksunu, kendini geliştirmeyip cahil kalmış, çocuk yetiştirmeyi bilmeyen, hayvan, doğa, vatan sevgisinden yoksun, kendinden olmayanı dışlayan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafa yapısına sahip daha artırabilirim ama linç yerim diye düşünüyorum Hikayemiz, Psikolojik bunalımda olan bir adamın kafa dinlemek için bir Anadolu kasabasına gelmesi ile başlıyor. Anadolu insanının onu dışlayıp Yaban diye bahsetmesi kitaba ismini vermiş zaten. Kitabın en acı ve üzücü yanı bende şu oldu. Anlatılan dönem 1915-1920 civarı ama yıl 2024 ve bir çok Anadolu, Doğu Anadolu köylerindeki insanların hayatı bu şekilde hatta daha kötü bile olabilir.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,2bin okunma
EL MANAR'IN TÜRKLERE VE ŞERİFE BAKIŞI
Suriye kökenli Reşid Rıza'nın Lübnan'da kurup baskı üzerine Mısıra naklettiği El Manar dergisi, başlangıçta, Cemalettin Afgani'nin fikir arkadaşı ve Mısır Müftüsü Abduh'un da katkısı sayesinde yalnız Arapça konuşulanlar arasında değil bütün İslam dünyasında da bir otorite haline gelmiş, sözü dinlenir bir yayın olmuştu.
Sayfa 115 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Xwedê mezin e , rojekê emê bibin yek
"Kürdistan ve Kürd ulusu, 1920'lerde dönemin emperyal güçleri ve Ortadoğu'nun iki köklü devleti tarafından bölünmüş, parçalanmış, paylaşılmiştır. Bu ken­disini üreten, kendisini çoğaltan, derinleştiren, yaygınlaştıran bir durum yaratıyor. Aileler bölünmüş, aşiretler bölünmüş...Dikenli tellerle, mayın tarlalarıyla, gözetleme kuleleriyle vs. bölünme, parçalanma, paylaşılma korunuyor. Kürdlerin bir birlerinden tecridi derinleştiriliyor, yaygınlaştırılıyor. Ermenilerin de böyle bir sorunu vardır."
Geri13
59 öğeden 46 ile 59 arasındakiler gösteriliyor.