16 Mart 1920’de yabancı kuvvetler, başta İngilizler olmak üzere İstanbul'da, Harbiye, Bahriye Nezaretlerini, telgraf merkezlerini, Türk Ocağı’nı ve diğer müesseseleri resmen işgal ettiler. İdareye hâkim oldular, işgal, Şehzâdebaşı Karakolunun basılmasıyla başladı. Orada 6 şehit, 15 yaralı verildi. Yabancı askerler her tarafta kaba, sert
Sayfa 199 - Remzi KitabeviKitabı okudu
11.11.1944
"BEN SULTANA SADIK OLACAĞIMA YEMİN ETTİM, BEN NASIL BURADA KALABİLİRİM!” Milli Mücadele Dönemi'nde İstanbul Hükümeti'nin Dahiliye Nazırı Ahmet İzzet Paşa, Ankara Hükümeti ile bir görüşme talep eder. Teklifi kabul eden Mustafa Kemal Paşa, görüşmenin Bilecik Tren Garı'nda yapılmasını önerir. Heyetler, 5 Aralık 1920 günü gar
Reklam
“Milliyetçiler bunu ne unuttular, ne de affettiler.”
“İstanbul Hükümeti Şeyhülislam’dan milliyetçilerin hareketinin dine mugayir olduğuna dair bir fetva aldı. Fetva metni 11 Nisan'da aynı mealdeki bir Hatt-ı Hümayun ve bir Nazırlık bildirisiyle birlikte yayınlandı. Sultan-Halife'nin milliyetçilere karşı gösterdiği bu manevraların takdire şayan bir tesiri olmadı, fakat bunlar bir düşmanlık ilânıydı ve milliyetçiler bunu ne unuttular, ne de affettiler.”
Sayfa 65
Rus Devrimci Lev Troçki 1929 ile 1934 yılları arasında Bü­yükada'da sürgünde yaşamıştır. Modern Türkiye tarihinin en garip olaylarından biri olmasına mukabil Türkçe kaynaklarda konu yeterince işlenmemiştir. Troçki'nin Rusya'dan sürülme­si tüm dünyada dikkatleri üzerine çeken çok önemli bir olay­dı. Sovyetlerin kuruluşunda onun
Sayfa 74 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
En zor zamanlarda bile harama el uzatmamıştır.
Enver Paşa hakkında ilgi çekici bir konu da malî durumudur. 1919 sonbaha­rından sonra yazılan birçok mektupta, Cemal Paşa ana mesele olarak mali so­runlara işaret etmekteydi. Bu durum Cemal Paşa'nın kıskançlık eğilimli olması ve sırdaşlarıyla işbirliği yapmak yerine, 6 ay süreyle Almanya ve İsviçre'de tek başına ikamet etmesinden
Meclis-i Mebusân 12 Ocak 1920'de İstanbul'da toplandı. Kemal'e bağlı genç mebuslar grubu, Sivas Kongresi'nde alınan kararları onaylattılar ve Meclis Türk vatanının sınırlarını ve bağımsızlığını tespit eden Misak-i Milli'ye and içti. Meclisin bu tutumu, açıkça İtilaf Devletleri'ne karşı bir meydan okuma anlamına geliyordu. İşte bunun üzerine bazı mebuslar tutuklandı ve 16 Mart 1920'de İstanbul'un işgaline resmiyet verildi. 16 Mart 1920'de Istanbul'un resmen işgali, bir yıl önce 1919'da Yunanların İzmir'e çıkması üzerine kendini gösteren milli ayaklanma gibi, bütün yurtta derin yankılar uyandırdı. Ve Anadolu'da, Mustafa Kemal önderliğinde başlayan bağımsız milli hareketi güçlendirdi. İstanbul'da Meclis-i Mebusân ve sultan hükümeti işgal güçlerinin kontrolü altındaydı. Kaçabilen milletvekilleri Ankara'ya sığındılar. Bundan sonra, seçilen yeni milletvekilleri İstanbul'dan gelenlerle beraber Ankara'da TBMM'ye vücut verdiler (23 Nisan 1920). Bundan sonra devletin yeni merkezi Ankara'ydı.
Sayfa 17 - Kronik Kitap
Reklam
1.000 öğeden 931 ile 940 arasındakiler gösteriliyor.