ahmet hamdi tanpınar'ın huzur'unu okuduktan hemen sonra tesadüf eseri sanırım livaneli'nin huzursuzluk'uğunu okumuştum. mardin'i de çoook seven biri olarak kitap beni çok etkilemişti, bir de içindekiler, yani hikayesi... sonra kardeşimin hikayesini de merak ettim bir çok övgüden sonra...
ama fakat binaenaleyh hereby
kitabın bittiği bugünde, her zaman yaptığım gibi incelemelere göz attım. insanların beğenileri, yorumları ve gözlemleri her zamanki gibi beni şaşırttı. kardeşimin hikayesi 1k verilerine göre 92 bin okunmuşken, ince memed 45 bin, çavdar tarlasında çocuklar 52 bin okunmuş. çıkardığım yegane sonuç, çoğu insan, bir dizi izler gibi, iyi bir hikaye istiyor sadece. eğlenecekleri, zamanın güzel geçmesini sağlayacak duygulu bir hikaye istiyor. incelemelerde iyi okurların, edebiyatçıların yorumları açık bir şekilde fark ediliyor.
zülfü livaneli'nin çok yönlü ve harika bir sanatçı olması maalesef onu iyi bir edebiyatçı yapmıyor bence. hikaye, anlatıyı edebiyat yapmıyor, aksi halde flash tv dizileri hikaye yazarları olağanüstü edebiyatçılar olurlardı herhalde. bu kadar kötü değil elbette ama edebi bir keyif vermiyor özetle. hele de tatar çölü, felsefenin tesellisi, dorian gray okunduktan sonra...
"Pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi."
ironiktir ama iyi kitapları tanımak için de kötü kitapları okumak gerekiyor bazen...
Öncelik kitabın ön sayfalarında bulunan sağlık - beslenme bölümüyle çok ilgilenmedim gerekçesi basit, üstünkörü herkesten duyabileceğiniz kısmi yanlışlar içeriyordu. Bunun yerine sağlıklı yaşam ve beslenme ile ilgili farklı mecralardan daha zengin içeriğe erişim sağlayabilirsiniz.
Cinsellik ile ilgili kısıma bakacak olursak bazı yerlerde araştırmalar üzerinden konu ele alınmış fakat bahsettiği araştırmaların kaynakçası yok, çok nadir de olsa tanık göstermeden yararlanmış ama elbette bu yeterli değil.
Kitaptan hiçbir şey öğrenmedim diyemem ama öğrendiklerimin doğruluğundan emin olmak isterdim.
Özetle bu konularda bilgi edinmek isteyen biri için ben bu kitabı önermem.
Kendi özetle barışık insan iyi eş olur. Kendiyele barışık kişi kendini bizin içinde tanımlar. Kişisel seçimlerle kendisini var eder ve yaşamında kendisi ile var olur.
Özetle, zihnimizin bir şeyi başka bir şeyle ilişkilendirebilme becerisi yüzünden acı çekeriz, çünkü zihnimiz bize acı veren duygu ve düşünceleri tetikleyecek sayısız çağrışım üretebilir.