Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım...
Benim içimdeyse sanki çok, çok eskiden doğmuşum gibi bir duygu var... Hayatımı, bitmez tükenmez kuyruğu olan bir elbise gibi sürüklüyorum sırtımda... Çoğu kez de hiç yaşama isteği olmuyor içimde.
Okuryazarım, kitap okurum..
Çok düşünürüm.. Kafama saplanan düşünceler yüzünden sabaha dek uyku girmez gözüme. Ne oluyor sanki? Düşünmesem, boş yere acı çekiyorum; düşünsem, yine aynı.
Bizi kandırmak için Tanrı'yı bile araç olarak kullanmaktan çekinmiyorlar. Ruhumuzu öldürmek istediklerinde onu, yalan ve iftira içinde bırakıyorlardı. "Bir politikacı, dinden bahsediyorsa bil ki birilerini kandırmaya çalışıyordur."
Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz. İnsana benzetirsek, onlara acımaktan korkuyoruz. İşin içine bir kere acıma girerse, ondan bir daha kurtulamamaktan korkuyoruz. Sen de korkuyor musun...