Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel ve Baskan Yayınlarının bilim kurgu romanı serisinin ilk romanı. Guy Terrel adında bir ajan Gelma adındaki bir diğer ajan ile Araman gezegenine 25 sene önce kaybolan bir Raf uzay aracını bulmak için gönderilir. Bu gezegende Tora ve kabileler mevcuttur. Toralıların kabileler üzerinde aşırı bir baskısı mevcuttur. Araştırma yaparken kabile reisinin kızı ile tanışan Guy Toralılara yakalanır. Hen kabilelerden hem de Toralılardan ihanet etmesi için ciddi teklifler alan Guy'ın kafası karışıktır. Eski ve ihanet eden bir ajan olan Massart ile Toralılardan kaçarlar ve kabileler ile Tora arasında bir savaş başlar. İşler planlandığı gibi gitmemektedir ve bütün düğümü çözecektir olan Guy, Gelma, Massert ve kabile reisinin kızıdır. Keyifle okunan bir roman.
Uzayda Dehşet Tora
Uzayda Dehşet ToraPeter Randa · Baskan Yayınları · 198337 okunma
Çam süslemek Türk adetidir ( Nardugan ) Dünyaca ünlü Sümerolog ve tarihçi, Dr. Muazzez İlmiye Çığ açıklaması Dr. Muazzez İlmiye Çığ, Noel adeti kabul edilen çam süslemeyle ilgili olarak çarpıcı açıklamalar yaptı. Kabul edilenin aksine çam ağacı süslemenin eski bir Türk adeti olduğunu söyleyen dünyaca ünlü Sümerolog Çığ, bu adeti Avrupa’ya
Reklam
520 syf.
·
Puan vermedi
‘Börteçine kurdun adı Ergenekon yurdun adı Dört yüz sene durdun hadi Çık ey yüz bin mızrağımız…’ Ziya Gökalp’in meşhur ‘Ergenekon’ şiirinin muhtemelen en bilindik mısraları yukarıdakiler. Ergenekon Destanı ise biz Türklerin milli hafızasında yer eden bir sözlü kültür unsuru. İşte Demirdağın Kurtlarında, Hasan Erimez bizi tam da bu mısraları konu
Demirdağın Kurtları
Demirdağın KurtlarıHasan Erimez · Ötüken Neşriyat · 2015214 okunma
349 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Kitap günümüzden 25 sene önce yazılmış. Ancak unutmakta olduğumuz hatta farklı şeyler düşünmeye başladığımız moskof hakkında uyarıcı bir kitap. Bunun yanı sıra günümüzde ahlaksal çöküşümüzün birçok nedenlerinden biri de komünizm ve türevleridir. İşte bu çöküşü gördükçe keşke milletçe Ruslar tarafından eziyet görsek de ahlak olarak eskisi gibi kalsak demeden edemiyor insan.
Moskof
MoskofNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2007181 okunma
Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması 06.01.2013 16:59 Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması Türkiye'de Sosyalizm'in en büyük savunucularından Hikmet Kıvılcımlı'nın Eyüp Sultan'da yaptığı tarihi konuşma. TIMETURK / Haber Merkezi Muhterem Vatandaşlarım! Sevgili İşçi kardeşlerim!Bugün, Müslüman
Sayfa 1 - derleniş yayınlarıKitabı okudu
140 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
06.03.2016 Çok ara vererek (elimde olmayan nedenlerden dolayı) okuduğum için mi bilmiyorum ama kitabın çok içine giremedim. Hepimizin hayatımızın bir döneminde kendimizi her şeyden soyutladığı, her şeyi sorguladığı kitapta olduğu gibi çelişkili durumları olmuştur. Kitap kolay bi kitap değil. Kendinizi tamamen vermeniz gerekiyor. Sanırım okurken
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,3bin okunma
Reklam
Turnalar göklerin özgürlük sevdalılarıdırlar ''Turna sadece Anadolu kültüründe değil, Japon kültüründe de önemli bir simge olarak yer almaktadır. 1950 nin ortalarına doğru, 1945’te, Hiroşima’daki evlerinin yaklaşık 1 mil uzağına atom bombası atıldığında iki yaşında bir bebek olan Sadako Sasaki, 12 yaşına kadar normal bir yaşam sürer.
145 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Mırıldandığım Öyküler'in kitabın çevirmeni de olan Tomris Uyar tarafından yazılan sunuşunda Pablo Neruda'nın Cortazar hakkında söylediği şu sözü okuyoruz: "Cortazar'ın hiç bir yapıtını okumamış olmak, ömür boyu şeftali yememiş olmak gibi birşeydir." Şeftali mi bilmiyorum; ama 25-26 sene önce bu kitapla tanışmıştım Cortazar'la, ilk
Mırıldandığım Öyküler
Mırıldandığım ÖykülerJulio Cortazar · Can Yayınları · 2016192 okunma
Elizabeth Bathory ( 1560 yılında Macaristan'da, Vlad (Dracula) öldükten 100 sene sonra doğdu. Ailesi yaşadıkları yerin en köklü, saygın ve zengin topluluğuydu. Ama buna rağmen, çok tuhaf yönleri vardı. Elizabeth Bathory'nin amcalarnıdan biri "Şeytanın elçisi" olarak bilinirken, diğer aile üyeleri ya aklını kaçırmış, ya da psikopatlardı.
400 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Emma Chase geçen sene tanıştığım ve favori yazarlarım arasına girmeyi başaran biri. Geçen sene Karmakarışık ve Darmadağınık kitaplarını severek okumuştum. Bu yüzden serinin üçüncü kitabı Sıkı Fıkı’yı da çıktığı zaman alıp hemen okudum. Zaten kolaylıkla bir günde bitirebileceğiniz bir kitap ama maalesef serinin ilk iki kitabı kadar sevemedim. Bu kitapta kahramanlarımız Dee ve Matthew. Matthew’ı sevdim, bana Drew’i hatırlattı ama Dee’yi sevmediğim gibi itici buldum. Bu aşk romanlarında neden düzgün kadın karakter yazmak bu kadar zor bilmiyorum. Birçok aşk romanında insanın hayallerini süsleyecek ideal erkek karakterleri okurken kadın karakter genellikle sinir bozucu ve “Bu adam bunda ne buluyor?” diyeceğimiz tipler oluyor. Böyle olunca benim de okuma hevesim kaçıyor ve kitabı sevemiyorum. Maalesef Sıkı Fıkı’da da bu oldu. Sonuç olarak öneremeyeceğim bir kitap Sıkı Fıkı. Yazarın diğer iki kitabını okursanız onları beğenirsiniz. Son sözüm Ephesus Yayınları’na. Ciltli kitaplarınız çok güzel ve kaliteli ama kitapta bu kadar boşluk bırakmak zorunda değilsiniz. Sayfa numaralarını ayrı bir sayfaya yazarak boş yere 30-40 sayfa harcıyorsunuz. Bundan vazgeçerseniz hem daha az ağacın kesilmesini sağlamış olursunuz hem de belki 25 lira olan kitap fiyatlarınız biraz düşer. Lütfen bunu düşünün. J
Sıkı Fıkı
Sıkı FıkıEmma Chase · Ephesus Yayınları · 2016311 okunma
Reklam
Yılmaz Özdil
Ankara’ya yağmur yağdı, Melih Gökçek vatandaşa tavsiyede bulundu, “sele uykuda yakalanmayın, üst kat komşunuzda kalın” dedi. * İstanbul’a yağmur yağdı, 21 kişi boğuldu, asrın liderimiz “derenin intikamı” dedi. Kadir Topbaş daha bilimsel bi izahatta bulundu, “sprey gazları ozonu deliyor, buzullar eriyor, bu yağışlar ondan” dedi. * Yandaş
58 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Belki 25-30 sene önce okuduğum Dönüşüm'den sonra ilk kez Kafka okuyorum, o da Hakan hocamızın ısrarlı paylaşımları sebebiyle... Çok merak ederek okudum Ceza Sömürgesi'ni. Kafka hakkında neredeyse hiç birşey bilmiyorum. Açıkçası bir kâbus okuduğumu düşündüm: nedenini tam olarak bilemiyorum ama bana 1990'larda Nirvana'nın In Utero adlı albümü üzerine Boom dergisinde çıkan çok uzun bir eleştiriyi hatırlattı Ceza Sömürgesi; eleştirmen, albümün çekilen ruhsal acıyı fiziksel acı hissini mümkün olduğunca ifade etmeye çalışarak yansıtmaya çalıştığını söylüyordu o yazıda. Ceza Sömürgesi'nde insan bedeninin ( ya da hikâyelerden birinde, hayvan bedenlerinin) çektiği acılar, ızdıraplar, beklenen ve hayata geçirilen cezalar, hükümler, herşey sanki acı çeken bir ruhun yansıması gibi. Olanların neden olduğunu tam anlayamadığım gibi son hikâyedeki baba figürünün korkutuculuğunun bütün hikâyelerden daha etkileyici olduğunu da söylemem gerek; sanki yazar bütün hikâyelerde bizi huzursuz ve rahatsız eden şeylerin gerçek sebebini nefret dolu ve neden öyle olduğunu anlamadığım bir baba karakteriyle ortaya koyuyor. Galiba olaylarda kronolojik bir akış olsa bile esas olay duyguların dağınıklığı, işkence hissi, cezalandırılma hissi, ve herhalde bütün bu hükümlerin, cezaların sahibi ve karar vericisi olan baba karakteri... tabii aklımda kaldığı kadarıyla Dönüşüm'de de bir sabah kendisini bir böcek olarak bulan karakterimiz orada da bir çeşit işkenceden geçiyordu. Diğer kitaplarına geçmeden önce Ceza Sömürgesi'ni bir kere daha okumam gerekiyor.
Ceza Sömürgesi
Ceza SömürgesiFranz Kafka · Kırmızı Kedi Yayınları · 20188,5bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.