Ne diyeceğimi bilemiyorum, çok beğendim. Kurgu, ifade gücü, karakterlerin verdiği gerçeklik hissi, mekanlar ve dış görünüşler gibi okuyucunun hayal gücüne bıraktığı alan, gereksiz kelimelerin olmayışı, karakterler ve olaylar arasında kurduğu bağlantı, okuyup görebilenler için her şeyin açıkça anlatılması, kendi gerçekliğini yaşatması, son dönemin modası bir kız iki veya daha çok erkek kolaycılığına kaçmaması, en az sekiz yüz sayfalık bir hikayeyi 381 sayfaya sığdırabilmesi... sabaha kadar yazabilirim.
Gelelim sıkıntıya... Böyle başarılı bir fantastik kurgu dan benim gibi fantastik, bilim-kurgu hastası bir okuyucunun neden haberi olmaz.
Öncelikle Profil Kitap'a, editöre teşekkür etmek lazım, kitabı yayınladığı için. Ardından öncelikle İthaki'ye, biraz da Pegasus'a kızmak gerek. Çünkü ben tür olarak okuyacak kitap ararken önce bu yayınevlerine bakıyorum. Çünkü İthaki'nin fantastik ve bilim kurgu için yaptıkları ortadayken Mühür Kıran'ı neden bulup ortaya çıkarmaz.
Tabii en çok kendime kızmam gerekiyor. Zamanında yerli yazarları okuyup, yok biz fantastik, bilim kurguyu edebiyatın bu alanını beceremiyoruz kolaycılığına saplanıp kalmasaymışım Mühür Kıran'ı üç yıl önce okurdum.
Kızma sırası Bihter Saatçi'de; size de Teena yüzünden kızgınım:)))
Kapağının Mühür Kıran'dan daha iyi olacağını düşündüğüm Gael Yazıtları'nın ikinci kitabı nerede?
Biz okuyalım ki yazar da yazsın.
Son olarak yazara ön yargımı kırdığı için teşekkür ediyorum.
Anna Karenina, s. 182)
İnsan depremlere, salgınlara, korkunç hastalıklara, her tür ruhsal sıkıntıya katlanıyor ama onun için en büyük trajedi, yatak odası trajedisidir ve öyle olmaya devam
