"Yeryüzünde Müslümanlar boğazlanırken buna ses çıkarmayıp, sadece "la havle" ve " innalillah" demek, bizi aldatan nefsimizin ve uzayıp giden duyguların bizleri gıdıklamasından başka bir şey değildir..."
Kırk yaşına dayanmış koca adamların "aşmış erkek, bilmiş erkek, çok okumuş, gerçeği bulmuş, felsefeyi hatmetmiş erkek" triplerine girip ergen cıvıklığıyla tüm değerlere, kendilerinden bir şeyler okuyup öğrendiği ustalara marjinal bir karşı çıkışla kendilerini okurlar arasında her şeyi bilen adam moduyla pazarlamalarına; saçma sapan spirituel ve metafizik ruh halleriyle gerçeklikten kopuk gibi davranmalarına, iki üç kadın okuru etkilemek için şaklabanca felsefeci rolu kasmalarına şahit oldukça bu tiplerin ortamlarında bulunan ve bunlara saygı duyan arkadaşlara acıyorum.
insan bazen kıyısı olmayan bir deniz gibi hisseder ya
her şeyi yapabilir her yere uzanabilirmişsin gibi ama aslında ulaştığın hiçbir nokta yoktur.
sonunu bilmeden düşünmeden gider durursun. bazen bu iyi bir şeymiş gibi gelir insana. oysaki yürüdüğünü sanarken bir de bakmışsın ki tepetaklak yuvarlanıyorsun ve yolda ne seni yavaşlatıcak bir tümsek ne de durduracak bir dost var.