Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berrin Vanlıoğlu

"Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar. "
Reklam
Bazı haberler insanın yanında sarılabileceği bir kedi varken verilmeli

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
'Bazen bedelini bedenimize ödeterek ruhumuz için bir tatmin satın almaya mecbur kalırız ve sonra bu tatmin elimizden kaçtığında çok daha fazla acı çekeriz.'
Sayfa 128Kitabı okudu
"Size verdiklerinden çok daha fazlasını alan insanlar etrafınızı sarar ve günün birinde, diğerlerini yitirdikten ve kendinizi kaybettikten sonra bir köpek gibi ölürsünüz."
Reklam
"Kalp, istediği şeye erişmek için ne yollardan geçiyor, kendine ne gerekçeler buluyor!"
"Gün ışığını hiç görmemiş köre, doğanın ezgisini hiç duymamış sağıra, ruhunun sesini hiç duyuramamış dilsize acıyorsunuz ama sahte bir iffet bahanesiyle, acı içindeki bahtsız kadını çılgına çeviren ve elinde olmadan iyiyi görmesine, Tanrı'yı duymasına ve sevginin ve imanın arı dilini konuşmasına olanak vermeyen bu kalp körlüğüne, ruh sağırlığına, vicdan dilsizliğine acımak istemiyorsunuz."
"Bir taşın kalbini eritecek kadar çok sevdim seni.."
Ama yalnız bir yaşamda, bir başka ruhun sizinkinin yanına damladığı ender anlar vardır, yıldızların senede bir defa yeryüzüne sürülüp geçmesi gibi. Daidalos da benim için öyle bir takım yıldızıydı.
Sayfa 156Kitabı okudu
Insan hem yapan hem bozan, hem seven hem kıran bir varlıktır. Bu çelişki onun kendisini ve diğer insanları anlayabilmesini güçleştiren en önemli etmenlerden biri olmuştur..
Reklam
Kusurlu bir yanımızda yüzleşip bunu kabul edebilirsek, bu yanımızın bir süre sonra ortadan kalkma olasılığı da artar. Bu çoğu kez bilinçli bir çabayı gerektirebilirse de, bazen çözüm hiç fark etmeden gerçekleşir. Böyle bir süreci başlatmış olmak insanlarla ilişkilerimizde daha da etkin olmamızı sağlar. Çünkü kendimize karşı hoşgörülü oldukça, diğer insanların kusurlu yanlarını daha kolay kabul edebiliriz. Dolayısıyla onlara gerçek anlamda bir şeyler verebilmemizin gururunu yaşamaya başlarız. Bu, benliğin şişmesi ile sonuçlanan gururdan çok farklı bir duygudur. Insanın kendisine değer verebilmesini içerir.
Bazı insanlar yaşam boyu karşılaştıkları düş kırıklıkları sonucu beklentilerini bir sınır içine tutma eylemi geliştirirler. Gerçekleşmesini çok istedikleri bir olaya çok yakınlaştıklarında bile umutlarını frenler, zamansız bir kutlamaya girmekten çekinirler. Bu insanlar duygusal dünyalarının üstünü sanki bir kapakla örterler. Sorunlarından söz ederken de başka bir insana ait olayları anlatıyormuşçasına davranır, yaşadıkları durumlara ilişkin herhangi bir duygusal tepki vermezler. Ortalama insan da kendisine zedeleyen ve düş kırıklığına uğratan bazı olaylar karşısında duygusallıktan soyutlanma eğilimi gösterirse de etkin katılımı gerektiren durumlarda bazı riskleri göze alır oysa burada sözü edilen kişiler soyutlama mekanizmasını kendilerini her türlü acıdan koruyacak bir kabuk gibi kullandıklarından yaşama etkin bir biçimde katılamaz duygusal olmamayı güçlülük olarak yorumlarlar.
Ana-babaların kusurlarını kendi sorumluluğumuzdan kaçınmak için gerekçe olarak kullanmak, vaktiyle bize karşı işlenen kusurları bizden sonraki kuşakları da yansıtmamıza neden olabilir, ama biz de onları kendimizinkinden ayrı dünyaları olan varlıklar olarak göremediğimiz sürece gerçek anlamda yetişkinliğe ulaşmış sayılamayız.
Her nefis ölümü tadacak, lakin mükafatlarınız sadece kıyamet günü tamamlanacak. O zaman, kim ateşten uzaklaştırılır da cennete konulursa, işte o, murada ermiştir. Yoksa dünya hayatı, aldatıcı bir eşyadan başka bir şey değil.
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.