Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül Ordu

Hz. Ali evliliği şöyle resmediyor: "Yoğun koşturmalar içerisinde eve gittiğimde Fâtıma'nın yüzüne baktığım andan itibaren bütün dertlerimi unutuyorum." Muazzam bir izah.
Reklam
DİŞ BİLEMEK Husumetleri anlatmak için kullandığımız bir deyimimizdir, "diş bilemek." Hani şöyle, öfkenin insana yaptırabileceği bütün kötülükleri içine alır bu deyim. Açığını yakaladığı anda mahvetmeye, hayatını söndürmeye, rızkını kesmeye hazırdır birine diş bileyen kişi. Oysa deyim, hiç de öyle kötü bir hatırayı yansıtmaz. Bir hadis-i
MUSUL ÇEŞMESİNDEN SU İÇMEK Musul'da, Yunus Nebi zamanından kalma bir çeşme varmış. Suyundan içen masumlara şifa, zalimlere zehir olurmuş. Ne zaman şehre bir zalim vali gönderilse, halk bir müddet sonra onu götürüp bu çeşmeden su içirir ve birkaç günde göçürterek zulmünden kurtulurmuş. Musul'un zarif kişizadeleri arasında, zalimlere karşı "İçtiğin Yunus Nebi çeşmesi ola!" demek, bir darbımesel olmuş. Garip olan o ki zalim valilerin hepsi, bu sözü nezaketle söylenmiş bir dua sanıp "Allah razı ola!" cevabını verirmiş. Dilimize Osmanlı kültüründen yansıyan bu deyim de zalim yöneticiler hakkında hâlâ kullanılmaktadır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mü’min kişi yolunu seçmiştir. Doğru istikamete koyulmuştur. Ama işte bütün tehlikeler, şeytanın bütün mesaisi, nefsin bütün tuzakları bu yolun üzerindedir. Şeytan azmış insanları ne yapsın? Onun hedefi, doğru yolda temiz bir kalple İbâdete koyulmuş olanlardır. Bu nedenle mü’min, her an bir yol ayrımındadır, doğru ile yanlış, son nefese kadar sürecek bir sınamanın araçları olarak, her an adımının altında olacaktır.
Rahmi Hoca kürsüsünden bir defasında şöyle haykırıyordu: “-Hocam çok ileri gidiyorsun, dikkat et, seni oradan oraya sürerler diyorlar bana. Söylesinler bakalım nereye sürecekler? Söyleyin nereye sürecekler? Allah’ın Rahmetinin erişmeyeceği bir yer mi biliyorlar?” Bu ne güzel korkusuzluk.
Reklam
Bel Bağlamak Hayat tarzında köklü değişiklikleri öngören bel bağlamak, insana bir tür kurtuluş ve güven hissi telkin eder; böylece bel bağlayan kişi de huzur bulurdu. Bugün deyim, daha ziyade olumsuz anlamıyla "Sana bel bağlamıştım, bu işe bel bağladım, ona bel bağlanmaz, böyle bir işe bel bağlamak doğru değildir" gibi kullanımlarıyla yaşar. Tarikatların gittikçe yozlaştığı dönemlerin hatırasını taşıyan deyimin giderek tasavvufî anlamı unutulmuş, dilimizde güvensizlik anlamıyla yaşamaya devam etmiştir.
Burnundan Fitil Fitil Gelmek Yer yer düğüm atılmış olan bir yumak ipliğin ucunu suçlunun burnundan ağzına sarkıtıp bir ileri bir geri sararak işkence yapıldığını Evliya Çelebi yazar.
Bulgurlu’ya Gelin Gitmek Ateş bacayı sarmış, acele ve telaş, gözü kör etmiştir. Bu durumda genç kıza İstanbul ağzı deyimiyle "Bu ne acele, Bulgurlu'ya gelin mi gideceksin?" denilse "Evet!" cevabının alınması mukarrerdir.
BAĞDAT GİBİ DİYAR OLMAZ Dilimizdeki "Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz." sözünün aslı muhtemelen "Ane gibi yar; Bağdat gibi diyar olmaz." şeklindedir. Çünkü sözün aslındaki Ane kelimesi, Bağdat yakınlarındaki sarp bir uçurumun kuşattığı dik bir geçidin adıdır. Bağdat gibi (güzel) şehir, Ane gibi de (sarp, ama manzaralı) yar (uçurum) olmaz, demeye gelir. Ancak siz Bağdat'ın Osmanlı Türk'ü için önemine bakınız ki oradaki Ane'yi anne yapıvermiş. Tıpkı "Yanlış hesap Bağdat'tan döner." sözüyle Bağdat'ın eskiden beri bir ilim merkezi olduğunun altının çizilmesi gibi.
Pişirilen çorba ABD’yi ABD yapan demokrasisinin Türkiye’ye tatbikine engel çıkarma tadındaki çorbaydı. Çorbayı ben değil, Türk milleti pişiriyordu. Ben işin ancak bir ucundan tutabilir, tuzum kadar katkı sağlayabilirdim. Bütün yaptığım tuzuma gerek olduğu ifade edildiğinde cimrilik etmeyişimdir.
Reklam
Anneanne ne düşünüyorsun? Cevap vermişti: Allah’ı düşünüyorum! Ne düşüneceğim?
Sayfa 75 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Hayat mı, eser mi?… İşte bütün mesele?…
Sayfa 63 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Yapayalnız ölürüz! Yapayalnız yaşar ve yapayalnız ölürüz!
Sayfa 108 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Neden gülmediğini soranlara, "Gülünecek ne var ki?" diye karşılık verdi.
Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz!
Sayfa 25 - EpsilonKitabı okudu
Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın.Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek.
Sayfa 61 - EpsilonKitabı okudu
Reklam
En yüksekten uçan martı, en uzağı görendir.
Sayfa 64 - epsilonKitabı okudu
Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır.Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış.
Sayfa 92 - EpsilonKitabı okudu