Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilal Karakan

Bilal Karakan
@BilalKarakan
8 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Gerçek, peşin hazırlanmış bir takım sözlere inanmadığını her fırsatta tekrar etmek değil, iyi bildiği inançları hareketlerle belli etmekti.
Reklam
Bütün bunlar aslında aynı şeyler değil mi? Heyecanlarınız en şiddetli anında bir kere kendini ifade etmek imkanını bulup tekrar sakinliğe kavuştuğu zaman, ya da içinizdeki sevgi sevileni de içine alacak kadar genişlediği zaman bizi tanrısal bir sırla karşı karşıya bırakan kuvvet acaba ne olabilir ki?
Şimdi artık ölmekten başka yapacak bir şey yoktu. Sevgiyi inkar etmek, dostluğu, fedakarlığı inkar etmek ve ölmek. Hayatta cinayet ve şehvetten başka bir şey yok.
Sayfa 230Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Önlerine geceyi gündüzü ve yaşamı katmış gidiyordu insanlar. Kendi gürültülerinden hiçbir şey duymuyorlardı. Sallamıyorlardı. Üstelik kent ne kadar büyük ve ne kadar yüksekse o kadar çok pişkinliğe vuruyorlardı. Diyorum size. Denedim. Değmez.
Sayfa 222Kitabı okudu
Bir kişinin tarzı bir başkasının kuralı olmamalı.
Reklam
Yeryüzünde yaşadığın her mutlu an kederle ödenmek zorundadır.
Yüksek seviyedeki bilgimizle anılıp bunun keyfine varamamak, hayat denen büyük temaşada öne çıkmak ama kendini küçük, tir tir titreyen benlikten azade kılamamak, görüp seyre durduğumuz bir zafere asla tam mânâsıyla kendini kaptıramamak, şuurumuzu hiçbir zaman coşkuyla mest olmuş halde bir düşüncenin canlılığına, bir tutkunun şevkine veya bir fiiliyatın enerjisine teslim edememek ve tüm bunların yerine daima akademisyen tavırlı ama ilhamdan nasibini almamış, hırslı ama çekingen, vesveseli ama anlayışsız kalmak, en müspet ifadeyle talihsizliktir.
Sayfa 426Kitabı okudu
Newton, kuvvete, mutlak uzay ve zamana inanıyordu; bu inançlarını teknik yöntemlerinde somutlaştırdı ve bu yöntemleri, sonra gelen fizikçilere kaldı. Einstein, Newton'un varsayımlarından bağımsız olarak, yeni bir teknik buldu. Ama bunu başarabilmek için, çok eskilerden beri tartışmasız kabul edilmiş bulunan, uzay ve zaman düşüncelerini temelden değiştirmek zorunda kaldı. Kuramı hem zorlaştıran hem de ilginç kılan budur.
Fizik ilerledikçe, maddenin temel kavramlarının kaynağı olarak görme duygusunun dokunmadan daha az yanılgılara yol açtığı, giderek daha da açıklık kazandı. Bilardo toplarının çarpışmalarında görülen yalınlık, oldukça aldatıcıdır. Gerçekte, iki top, hiçbir şekilde birbirlerine dokunmazlar; gerçekte olan şey, düşünülemeyecek kadar karmaşıktır, ama sağduyunun varsaydığından daha çok, bir kuyruklu yıldızın güneş sistemine girmesi ve tekrar uzaklaşması olayına benzemektedir.
"Bir kitabın sorunu, içinde ne olduğunu iş işten geçinceye kadar asla bilememen."
Reklam
Russell paradoksu matematiğin tamamının yanlış olduğu anlamına geliyordu (...). Bu tam bir felaket demekti! Bu durum matematikçileri dehşete düşürdü. Çünkü söz konusu uyuşmazlık matematiğin temelinde yer alıyordu. Çağlar boyunca tüm matematiksel fikirler ve ispatlar bir takım temel gerçekliklere dayandırılmıştı. Fakat Russell paradoksu artık hiçbir gerçeğe güven olmayacağını ima ediyordu. Matematiğin, Descartes'ın ifadesiyle, "gerçeğin kesin olarak bilinebileceği tek alan olduğu" fikri geçerliliğini yitirmek üzereydi. Bu keşif, sorunun ortadan kaldırılması için hummalı bir çalışmaya neden oldu. Fakat Russell paradoksunun çözülmesi bir yana dursun, durum daha da kötüye gitti. Bir matematikçi, 1931 yılında, matematiğin sonsuza dek eksik kalacağını ilk ve son kez olarak kanıtladı. Bu matematikçinin adı Gödel'di.
Sayfa 99 - NTV YAYINLARIKitabı okudu
Akışı olmayan bir su birikintisinde adını vermeliydim ona. O zaman onu elimde tutabilirdim. Ama ona bir ırmağın adını verdim ve seller geldiğinde beni bırakıp gitti.
Kendi kanınıza batırdığınız kalem parşömenin üstünde gıcırdayarak ilerliyor. Şeytanla bir anlaşma imzalamış bulunuyorsunuz. O sizi ölünceye dek çok zengin bir insan olarak yaşatacak ama karşılığında ölümünüzden sonra ruhunuza sahip olacak. Şeytan verdiği sözü yerine getirmek için ne yapmayı düşünüyor dersiniz? Belki size toprağın altındaki büyük
Sayfa 127 - TÜBİTAK POPÜLER BİLİM KİTAPLARIKitabı okudu
İnsanlar genel olarak akıllarını önyargılarını söküp atmak için değil, onları meşrulaştırmak için kullanıyorlar.
Bir akşam yemeğinde, Bertrand Russell'a yanlış bir önermeden nasıl doğru bir önerme çıkarılacağı sorulur. - Örneğin, der soruyu soran muzip, eğer 0=1 ise Papa olduğunuzu kanıtlayabilir misiniz? Bertrand Russell omuz silkerek, - Bundan kolay ne var, der. Eğer 0=1 ise 1=2 olur. Çünkü, 1=1 eşitliğiyle 0=1 eşitliğini toplarsak, 1=2 eşitliğini buluruz: ... - Demek 2, 1'e eşitmiş. Şimdi Papa'yla beni boş bir odaya koyun. Odada kaç kişi var? - İki kişi elbette! diye yanıtlar soruyu soran. - Ama iki bire eşit. Demek ki odada bir kişi var. Papa'yla ben... Yani ben Papa'yım...
Sayfa 10
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.