her nefesi dikkatlice aldığım, yaşama tutunmaya çalıştığım günler geçirdim. çünkü ne kadar çaba sarf edersem edeyim hayatımın ellerimin ucundan kayıp gittiğini biliyordum
bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir
beni sevdiğinden şüphem yoktu ve onunki gibi bir yürekte, aşkın sıradan bir tutkudan çok daha fazlası olacağını tahmin etmem zor değildi. fakat aşkının gücünü ancak o ölürken anladım.
biz her zaman birbirimize birer yabancıydık. kalplerimizin yaşadığı dünya birbirinden binlerce kilometre uzaktaydı. birlikte olsaydık sadece birbirimizi mutsuz ederdik
ama hemen altımda sinsice uzanan ve her şeyi yalayıp yutan bir canavarın kocaman açılmış ağzı gibi beni her daim tehdit eden boşluğu biliyordum ve ondan korkuyordum
bense, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, ama öte yandan moda ve gastronomi gibi önemsiz dünyevi şeylerle ilgilenen ve O'na ilişkin aptalca şakalardan alınan bir Tanrı'ya inancı acayip buluyorum
başkalarının gerçeğe körü körüne bağlandığı yerde, unutma ki her şey yalandır. başkalarının ahlakla ve kanunla kısıtlandığı yerde, unutma ki her yol mübahtır. biz, ışığa hizmet etmek için karanlıkta çalışırız. bizler Assassinleriz