“Daha önce her şeyi denemediniz mi? Girişimlerinizin eninde sonunda sizi yine bu düzen bozukluğuna getirdiğinize kendi gözlerinizle tanık olmadınız mı? Kendi dünyanızın herhangi bir yerinde değilse, başka nerede bulursunuz iyileşme umudunu?”
Yaşam tek seferliktir. Bir kişi de, kim ise odur. Ben de ancak öyle, yaşadığım gibi yaşadım; başka türlü yapamazdım. Başka türlü yapabilmeyi ister miydim… Sanıyorum, Hayır— peki o zaman, bütün bunları yeniden yaşamak durumunda kalsaydım, bunu ister miydim… Sanıyorum, Evet. “Çünkü, işte, başka, olduğumdan farklı bir kişi olmak istemezdim — bütün yoksunluklarımla, kusurlarımla, bozukluklarımla, ben benim…” Yaşamım da böyle olacaktı; zaten de, öyle oldu…
"İYİ ADAMA BİR İKİ SORU"
Anladık iyisin,
ama neden iyi?
Seni kimse satın alamaz,
eve düşen yıldırım
satın alınır mı ki?
Anladık dediğin dedik,
ama dediğin ne?
Doğrusun, söylersin içindekini,
ama içindeki ne? Esirgemezsin gözünü budaktan,
ama kime karşı?
Dolusun bilgelikle.
ama yararı kime?
Gözetmezsin kendi çıkarını.
gözettiğin kiminki?
Dostluğuna diyecek yok.
ama dostların iyi mi? Şimdi bizi iyi dinle:
Düşmanımızsın sen bizim.
Dikeceğiz seni bir duvarın dibine.
Ama madem bir sürü iyi yönün var.
dikeceğiz dibine iyi bir duvarın.
iyi tüfeklerden çıkan iyi kurşunlarla vuracağız seni,
sonra gömeceğiz iyi bir kürekle iyi bir toprağa.
Devamını Göster