Gamze Demir
@DemirGamzes
Disce quasi semper victurus vive quasi cras moriturus
spotify.link/JbpDJxyTSDb
Arabulucu Avukat-Uzlaştırmacı
Lisansüstü
Ankara
30 Ekim
51 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Bir yerlerde okumuştu, bir bina ancak harabe haline geldiğinde tamamlanırmış. Belki aynı şey insanlar için de geçerliydi.
“ Çocukluklarında yara alan anne babalar zor karşı koyarlar çocukları üzerinde hakimiyet kurmaya. Çocukluklarında özgürce oynamayan anne babalar, yaşamsal önem taşıyan bu sevinci çocuklarına vermemek için çeşitli nedenler bulurlar. Ya da sporda, buz pateninde, müzikte bunu başarıya dönüştürür, başarı zorunluluğu nedeniyle çocuğun yaratıcılığını yok ederler.”
“ Sonra ansızın sustu. Umutlarının sonsuzluğuyla olanaklarının cılızlığını karşılaştırdığında, ağırbaşlı ve güçlü yüzündeki sevinç belirtisi silindi.”
Okur Takip Önerileri
“ İçimde gerçekten de küçük bir çocuğun yaşıyor olabileceğini düşünmek çok tuhaf. Nefes alacak havası bile yok.”
“Canlı hissetmek bir hedef değildir, ama hayatı doğru yerinden kavradığımıza dair çok önemli bir işarettir.”
“Kadınlara mahsus fizyolojik özelliklerin bu kadar yüceltilmesi, erkekler tarafından kadınları baskı altında tutmak için oluşturulan mitlerdir. Kadın, bir kadın olarak değil bir insan olarak kendini yüceltmelidir.”
“Alçakta oturmayı severim, alçaktan düşmek o kadar da tehlikeli değildir.”
“Bir yalanı ne kadar çok tekrar ederseniz, insanlar ona o kadar çok inanırlar.” Joseph Goebbels
“Ama canlı olan her şeyden korkuyorlar, kendileri dışında hayatta olan her şeyden korkuyorlar, sonra kendilerinden farklı olan her şeyden korkuyorlar. Esrarlı bir illete tutulmuşlar. En çok da zayıf varlıklardan ürküyorlar, güçsüzlerden, hastalardan, kadınlardan, çocuklardan. İhtiyarlardan korkuyorlar. Korkuları bende hep derin bir acıma uyandırmıştır.”
“Bir anda bu dünyayı olsun kazanıversen,
Zaman denizinin bir kumsalı olan bu dünyayı,
Öbür dünyayı gözden çıkarır insan.
Ama bu işlerin daha burada görülüyor hesabı.
Verdiğimiz kanlı dersi alan
Gelip bize veriyor aldığı dersi.”
Dünya adaletinin Shakespeare betimlemesi
“Kötü olsa, ne diye böylesine umut versin bana, Doğru sözler etsin?
İyi olsa, ne diye kötülük soksun içime?
Öyle korkunç şeyler geliyor ki aklıma
Tüylerim ürperiyor; yüreğim yerinden fırlayıp
Kaburga kemiklerime çarpacak nerdeyse!
İnsanın düşündükleri gördüklerinden daha korkunç olurmuş meğer.”
“En iyi ve en verimli insanların ve halkların hayatını inceleyip sorun kendinize; gurur verici bir yüksekliğe dek büyümesi gereken bir ağaç, kötü havasız ve fırtınasız yapabilir mi: Aksilikler, dıştan gelen dirençler, nefret, kıskançlık, inatçılık, güvensizlik, sertlik, aç gözlülük ve şiddet, onsuz erdemli büyük gelişmelerin çok zor olduğu olumlu koşullar arasında mıdır? Zayıfları öldüren zehir, güçlüleri güçlendirir-güçlüler zehir demezler ona.”
“Hepimizin gizli bahçeleri ve bitkileri var içinde; bir benzetmeyle hepimiz patlama noktasına gelmekte olan etkin yanardağlarız ama patlamaya ne kadar kaldı, elbette kimse bilmiyor bunu, hatta sevgili Tanrı bile.”
“Giderek insan diğer hayvanlardan farklı olarak bir var olma koşulunu daha yerine getirmek zorunda olan fantastik bir hayvana dönüşüyor: İnsan zaman zaman niçin var olduğuna inanmak, niçin var olduğunu bilmek zorunda, türü yaşama periyodik güven olmaksızın gelişim gösteremez!”
“…insan talihi hakkında çabuk karara varmamalı. Hele erken kazanılmış muhaberelere hiç bel bağlamamalı. Aslında hiçbir zaman, ‘Tamam artık oldum ben.’, dememeli. Gerçi der, insandır bu, öyle bir an gelir, der, ama o an var ya ne kadar nankör, kalleş bir andır o. Siz muvaffakiyetinizle mesut olmuş, zaferinizin tadını çıkarırken aslında en zayıf anınızdasınızdır. Zirveye çıktığınızı zannettiğinizde düşüş başlar. Ne fena değil mi?
… Zirve stabil bir şey olamaz. Orada uzun süre kalamazsınız. Zirve ne kadar sivriyse oradan yuvarlanıp düşmek de o kadar kolay olur. O halde çıkışı zor olan zirvelerin inişinin son derece kolay olduğunu söyleyebiliriz.
…
Asla ben artık oldum deme!”
