Gamze Demir
@DemirGamzes
Bu metin la dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Sonsuza kadar yaşayacakmış gibi öğren, yarın ölecekmiş gibi yaşa
spotify.link/JbpDJxyTSDbArabulucu Avukat-Uzlaştırmacı
Lisansüstü
Ankara
30 Ekim
51 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
“ Esasen içinde namaz kılınmayan bir evin saatlerine itimat etmek caiz değildir! diyordu. Zira herkes gizlice hıyanet ettiği bir ahlaka hörmetini başkalarına itham ile ispat etmek ister.” :)
“Bunca yıllık yaşantımda şunu öğrendim… Şu reçeteyi: mutlu olmadığın ortamdan kaç git. Bunun için de güçlü ol, kendi kendine yet.”
“Cennet olsun olmasın, nerede olursa olsun, oraya varmamızın birden fazla yolu olmalı. Herkes kendi yolunu başkalarına da doğru yol diye göstermeye yeltenince, rüyalarımız başkalarının kabusuna dönüşebiliyor.”
Okur Takip Önerileri
“İyi vecizeler, güzel sözler her tarafa yayılmıştır; noksan olan şey onların uygulanmasıdır.”
“Ben bir atom, bir daha geri gelmeyecek bir zaman kadar süren geçici bir gölgeyim; nereye baksam beni saran sonsuzluklardan başka bir şey görmüyorum. Bildiğim tek şey yakında öleceğimdir; fakat benim en bilgisiz olduğum şey de kaçınılmaz olan bu ölümün kendisidir.
…
Hepsi ölüme mahkum edilmiş, zincire vurulmuş birçok insan hayal edin. İçlerinden bazıları her gün diğerlerinin gözleri önünde boğazlanmakta ve kalanlar da yarın aynı durumun kendi başlarına geleceğini bile bile umutsuzluk ve acı içinde sıra beklemektedirler. İnsanların durumunun resmi budur.”
“Sesin aşırılığı kulağı incitir; fazla ışık göz kamaştırır; aşırı uzaklık ile aşırı yakınlık görmeye engel olur; konuşmanın çok uzun veya çok kısa oluşu anlamayı zorlaştırır; aşırı hakikat bizi şaşırtır… İlk ilkelerin apaçıklığı yetilerimizin sınırını aşar; aşırı eğlence rahatsız eder. Müzikte seslerin aşırı ahengi hoşumuza gitmez. İyiliğin fazlası incitir.”
“Hayat ciddiye alınamayacak kadar önemlidir.”
“Derin olan her insan maskeyi sever… Tüm derin ruhların bir maskeye ihtiyacı vardır, ayrıca her derin ruhun etrafında sürekli bir maske oluşur.”
“Başkaları ışıklarını ışıldatmak için etrafı geceye çevirmeye muhtaçtır…”
“Kadınlar ancak kendilerine verilen şey bir başkasından zorla koparılıp alınmışsa mutlu oluyorlar. Önemli olan verilen şeyin niteliği değil: kazanılan zafer.”
“Temizim, gerçeğim, oyun oynamıyorum; bu onları çileden çıkarıyor, insanların onlara bakınca ne mal olduklarını anlamalarından hoşlanmıyorlar, güzel sözlerine inanılmasını ya da en azından inanırmış gibi yapılmasını istiyorlar.”
“- İnsan yola mağaralardan, başlangıçta yalnızca on parmağımızı kullanarak çıktığımızı düşününce,… Bir de şimdi geldiğimiz yere bak, bunun insana cesaret verdiğini itiraf et.
- İnsanlığın hikayesinin güzel olduğu bir gerçek. İnsanlarınınkinin bu kadar üzücü olmasıysa ne acı!”
“İnsan kederden ağlayabilir. Ancak sevinçten kaynaklanan sabırsızlığın önünü almak kolay değildir.”
“ne verebilir ki bana dünya?
hep mahrubiyetlere katlanmak! hep mahrubiyetlere!
sonsuz bir şarkıdır bu,
çınlayan herkesin kulaklarında,
hayatımız boyunca süren,
her an boğuk boğuk söylenen.
dehşet içinde uyanırım her sabah,
ağlamak gelir içimden,
düşündükçe günümü,
tek, evet tek bir isteğimi bile gerçekleştirmeyecek günü,
her sevinç hissini
inatçı yermelerle azaltan,
etkin ruhumun yaratıcılığını
binlerce çirkin görüntüyle engelleyen.”
“ O kadar feragat ettik ki haklarımızdan,
Kalmadı hak iddia etmeye.”