Dünya bir yemeğe benzetilirse ilk başta ondan baldan tatlı bir lezzet alabiliriz.ama hayatın sonuna yaklaştıkça her şey acılaşır,ayrılık acısı damarları sarar ve yaşamak yılan zehrinden daha acı hale gelir.
Güzel bir söz vardır, iyi İnsan olmak insanın dünyaya gönderilişinin kirasıdır diye.insan iyi olmakla lütfetmiş olmuyor,sadece varoluşunun gereğini yerine getiriyor.
Bir İnsan ne kadar zeki,eğitimli, yetenekli olursa olsun,kendine duyduğu körü körüne hayranlıktan kurtulmazsa içsel dönüşüm geçirmesi veya kendini bilmesi imkansızdır.
Mutsuz evlilikler yoktur,yanlış evlilikler vardır,çünkü bu evlilikler beceriksiz İnsanlar tarafından yapılmıştır,bu İnsanlar yeterince olgunlaşmamış,hasattan önce tarladan atılması gereken insanlardır.
İnsan bazen sabah uyandığında gerçeğin,birkaç solmuş çiçeğin bulunduğu,içine girilmeye hazır açık bir mezar gibi yatağın hemen kenarında olduğunu düşünüyor.
Bazı insanlar maddeye çok düşkünlük gösterdiklerinden manadan uzaklaşıyor,bazıları da maddeyi önemsiz bulduklarından veya sahip olamadıklarında mana kapısını aralıyorlar
İnsan hiç beklemediği anda beklemediğine yenilir
Beklenmedik olandan alır en ağır yaralarını
Çünkü İnsan, düşmanına kaşı savunma halindedir
Yakınlarına karşı savunmasızdır.