Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif Buse Kırlar

"Yalnız cahil insanlar duydukları her şeye inanırlar."
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Özgür mü diyorsun kendine? Sana hükmeden düşünceni duymak isterim."
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Ama inan bana, insanların çoğunun ruhu bedeninden önce çürür."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Her şeyi fazla ciddiye alıyorsunuz, bu yüzden de mutsuz oluyorsunuz."
Can Yayınları
"Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
Reklam
"Çağrıldığım gece başını omzuma koymuştu. Ben korkmasam da o götürüleceğimden korkuyordu. Ve Kuzey Kalesi'ne götürüldüğümde saçlarını omzumda buldular. 'Onları bana bırakır mısınız? Onlar benim buradan kaçmama yardımcı olmazlar ama ruhumu esaretten kurtarabilirler.' dedim. Onlara böyle söyledim." "She had laid her head upon my shoulder, that night when I was summoned out—she had a fear of my going, though I had none—and when I was brought to the North Tower they found these upon my sleeve. 'You will leave me them? They can never help me to escape in the body, though they may in the spirit.' Those were the words I said."
Sayfa 57 - Lacivert Yayıncılık Antik Dünya KlasikleriKitabı okudu
"Zamanların en iyisiydi hem de en kötüsü. Akıl çağıydı, hem de budalalık çağı. İnanç çağıydı, hem de inkar çağı. Bir taraftan aydınlık, bir taraftan da karanlık bir mevsim yaşanıyordu. Umudun baharıydı, yeisin kışı. Her şeyimiz vardı ama hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğruca hem cennete gidiyorduk, hem de cehenneme. Kısaca o çağ bu devire öyle benziyordu ki sesi en çok çıkan otoriteler iyisiyle kötüsüyle ikisinin mukayesesinin, sadece üstünlük bağlamında yapılmasında ısrar ediyorlardı. " " It was the best of times, it was the worst of times, it was the age of wisdom, it was the age of foolishness, it was the epoch of belief, it was the epoch of incredulity, it was the season of Light, it was the season of Darkness, it was the spring of hope, it was the winter of despair, we had everything before us, we had nothing before us, we were all going direct to Heaven, we were all going direct the other way— in short, the period was so far like the present period, that some of its noisiest authorities insisted on its being received, for good or for evil, in the superlative degree of comparison only. "
Sayfa 9 - Lacivert Yayıncılık Antik Dünya KlasikleriKitabı okudu
"Gerçek şu ki her insan diğerleri için derin bir sır ve gizemdir."
Sayfa 19 - Lacivert Yayıncılık Antik Dünya KlasikleriKitabı okudu
"Dünyada en güzel şey birinin sizi seviyor ve anlıyor olmasıdır."
Panama YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
"Yaşanmış bütün kötü günleri, bir tek günün mutluluğu siler..."
Panama YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Reklam
"Mücadeleden korkmuyordum, fakat paylaşılan bir aşkı tatmadan hayatımı yitirmek istemiyordum. Önümdeki güçlükler ve içimdeki istekler iki çizgi üzerinde gittikçe büyüyordu. Duygularımdan nasıl söz etmeliydim? Üzücü şaşkınlıklar içinde kıvranıyordum .Bir rastlantı bekliyor, gözlüyordum..."
Sayfa 80 - Panama YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
"O kadar okumuş, o kadar düşünmüştüm ki hiçbir delikanlı hissetmeye, sevmeye benden daha iyi hazırlanmamıştır."
Panama YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
"Beni düşler evrenine sürükleyen şey yalnızlık duygusuydu."
Sayfa 9 - Panama YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
"Durmadan kırılan bu kalbin iç çekişlerini bir melek mi gelip dindirdi acaba?"
Sayfa 8 - Panama YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.