"Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, onunla ölçüyordum: ”Onu gördüm - görmedim, göreceğim - görmeyeceğim, gelecek - gelmeyecek..”
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak?
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları
gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada birşey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi. Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi .
Ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz
kış başlıyor sevgilim hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan oysa yapacak ne çok şey vardı ve ne kadar az zaman
kış başlıyor sevgilim
iyi bak kendine gözlerindeki usul şefkati teslim etme kimseye, hiçbir şeye
upuzun bir kış başlıyor sevgilim ayrılığımızın kışı başlıyor
"Ben Mahinur.Dünyada hep bir eksiklik olarak yaşadıkları için,hayatlarını çizgilere ve yollara kaptıran iki adamdan birinin kızı, diğerinin karısı oldum. İkisi de kızılamayacak kadar küçük, bağışlanamayacak kadar büyüktüler. "