Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Jah

Jah
@Jahquill
Uzmanlaştığı konunun hakikat olduğunu sananlardan ve bu konu dışındaki herşeyi dışlayanlardan değilim. Herşeyden birazım.
131 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Bütün devletler sürekli yinelenen bir sorundan musdariptir. Güç, ruh hastası insanları çeker. Mesele gücün insanları yozlaştırması değil, yozlaşabilecek insanları mıknatıs gibi çekmesidir. Böyleleri şiddet yoluyla sarhoş olma eğilimindedir, ki bu duruma çabucak bağımlı olurlar.
Reklam
Çoğu insan, güzel bir geleceğin, idealize edilmiş bir geçmişe dönüş ile mümkün olabileceğine inanır; ancak bu geçmiş aslında hiçbir zaman var olmamıştır.
Hayatım kendisi için vardır, bir gösteri için değil.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Hakikat, sevgili Pilatus, Tanrı’dır ve hakikati arayan herkes Tanrı’yı arar ve över. Tanrı nerede yaşar? Kafanda; başka nerede yaşayabilir ki?"
-Ne düşünüyorsun küçük -Gökyüzünü düşünüyorum -Ne gereği var gökyüzünü düşünmenin: yeryüzünü düşünmek yeter de artar bile. Daha yeni doğmuş olduğun halde yaşamaktan mı yoruldun?
Reklam
Neden bu kadar sertsin?” — demişti bir zamanlar alelade kömür elmasa; “Oysa biz yakın akraba değil miyiz?” — Neden bu kadar yumuşaksınız? — diye soruyorum ben size, ey kardeşlerim: yoksa — kardeşlerim değil misiniz? Neden böyle yumuşak, bu kadar uysalsınız, neden her şeye bu kadar razısınız? Neden bu kadar çok inkar ve reddediş var yüreklerinizde? Bu kadar az kader var bakışlarınızda? Ve kader olmayacak, acımasızlar olmayacaksanız: nasıl zafer kazanacaksınız benimle birlikte? Sertliğiniz şimşek gibi çakmak, kesmek ve deşmek istemiyorsa: günün birinde benimle birlikte nasıl — yaratacaksınız? Çünkü yaratanlar serttir. Ellerinizi balmumuna basar gibi binlerce yılın üzerine basmayı, mutluluk olarak görmelisiniz, — — bin yıllık istemin üzerine madenin üzerine kazır gibi kazımayı, mutluluk olarak görmelisiniz — madenden daha sert, madenden daha asil. En asil olandır yalnızca bütünüyle sert olan. Bu yeni levhayı koyuyorum üzerinize; ey kardeşlerim: Sert olun!
Ben herşeyi yokeden Zamanım. Buraya dünyayı yoketmeye geldim. Sen bu savaşta yer almasan da bu savaşçıların hepsi ölecek.
Monarşik yönetimin en büyük sırrı ve tüm çıkarı, insanları aldatmakta ve onları dizginlemesi gereken konuya din maskesi takmakta yatar. Onlar böylece, sanki kurtuluşları için savaşıyormuşçasına, köleleşmek için savaşırlar. Tek bir adam kibirlenebilsin diye kanlarını ve canlarını vermeyi bir utanç değil de, en büyük onur sayarlar. Ama tersine özgür bir devlette, bundan daha uğursuz birşey ne hayal edilebilir ne de denenebilir.
Mademki sen beni kıskıvrak bağlamak istedin,o halde benim senin bağlarını koparmayı becerebileceğimi gör.
Reklam
Benim Zerdüşt, o tanrısız; nerede bulurum dengimi? Kendi istemini kendi belirleyen ve her türden boyun eğmeyi reddeden herkes benim dengimdir.
"Damiens, 2 Mart 1757’de, Paris kilisesinin cümle kapısının önünde suçunu herkesin karşısında itiraf etmeye mahkûm edilmişti; buraya elinde yanar halde bulunan iki libre ağırlığındaki bir meşaleyi taşıyarak, üzerinde bir gömlekten başka bir şey olmadığı halde, iki tekerlekli bir yük arabasında götürülecekti; sonra aynı yük arabasıyla Grevé Meydanı’na götürülecek ve burada kurulmuş olan darağacına çıkartılarak memeleri, kolları, kalçaları, baldırları kızgın kerpetenle çekilecek; babasını (kralı) öldürdüğü bıçağı sağ elinde tutacak ve kerpetenle çekilen yerlerine erimiş kurşun, kaynar yağ, kaynar reçine ve birlikte eritilen balmumu ile kükürt dökülecek, sonra bedeni dört ata çektirilerek parçalatılacak ve vücudu ateşle yakılacak, kül haline gelecek ve küller rüzgâra savrulacaktı"
Hayır bu bir işçinin işleyebileceği bir cinayet değil. Bu bir entelektüel cinayeti. İyi ile kötüyü kendine sorun etmişlerin cinayeti
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.